İvan oğlu Veselovskiy Nikolay bir Rus arkeolog, Doğu ülkeleri, Orta Asya, Kırım, Kafkasya tarih ve arkeolojilerinin kurucusu. Bu yıl doğumunun 175. yılı.
Veselovskiy ilkin Semerkant’ta (Özbekistan) kazı işlerini düzenledi, ardından Karadeniz kıyısındaki İskit eski anıtlarını incelemeye başladı. Kuban’daki (-şimdi Adıgey-) Vıle (Ul) ve Kalermez höyüklerini ve Veŝade Höyüğünü (Ошъадэ) kazdırdı. Mamırıkuaye (Новосвободнэ) köyündeki (1) Haşpak İsp evlerini inceledi, Ukrayna’daki Büyük Soloha höyüğünü kazdırdı.
Dünyaca tanınan arkeolog 12 Kasım (günümüz takvimiyle 24 Kasım) 1848’de Moskova’da doğdu, ailesi Vologda kentine göç ettiğinden liseyi orada okudu. 1869’da St. Petersburg Üniversitesi Yabancı Diller Fakültesine kaydoldu, 1873’te mezun oldu. Çalışkan bir öğrenci olduğu için öğretim kadrosuna alındı.
Mezun olması üzerine askere gitti ve 1873’te Hive (Özbekistan) seferine katıldı. Genç bilim insanı Hive Hanlığı ile ilgilendi, “Eski çağlardan günümüze Hive Hanlığı hakkında tarihi ve coğrafi bilgiler” (Очерки историко-географических сведений о Хивинском ханстве от древнейших времен до настоящего) adlı tezini kendi üniversitesinde 1877’de verdi ve Doğu Tarihi uzmanı unvanını aldı. Bu tarihten sonra Doğu Tarihi Kürsüsü’ne doçent olarak atandı ve ders vermeye başladı. .
Veselovskiy 1890’da profesör oldu, Doğu tarihi ve arkeolojisi üzerine kurslar düzenliyor ve öğrencilerini bilgilendiriyordu. Ardından Rusya Arkeolojisi Doğu Bölümü yöneticisi ve kazı heyetleri düzenleyicisi yapıldı, ancak bir başına hareket etmiyor, güvendiği ve denetleme yeteneği yüksek olan yardımcıları ile birlikte kazılar yaptırıyordu. İmparatorluk Arkeoloji Komisyonu’ndan aldığı “Sayfayı aç” (Открытый лист) özetlemelerini yapıyor ve raporlarını komisyona sunuyordu.
Her yıl güneyde çalışıyordu, Karadeniz kıyısında, Anapa’da, 20 yıl üzeri kullandığı bir yazlık evi (daça) vardı, yazları orada kalıyordu. Evi halen oradadır.
N. İ. Veselovskiy 29 Kasım 1914’te Bilimler Akademisi Tarih ve Dil bilimleri üyeliğine seçildi. Arkeoloji dışında tarih yazımı ve diğer alanlarda da örnek çalışmalar yaptı. Bunlar arasında Rusya Arkeoloji Toplumu’nun 50 yıllık çalışmasının ve birikiminin bir özetlemesi ve değerlendirmesi de vardır.
Kuban yöresi ile Rusya güneyinde bulunmuş 600 yapıtın incelemelerini yaptırdı. 30 yıllık arkeoloji ve 29 yıllık kazı çalışmalarını sadece yöremizde değil, Kırım, Don ve Dinyeper yörelerinde de sürdürdü, oralarda çok önemli, değerli ve çok sayıda yapıt ortaya çıkardı.
İvan oğlu Nikolay Veselovskiy ülkemiz arkeolojisi içinde yitip gitmeyecek denli derin bir iz, güzel bir ad bıraktı.
Ünlü arkeolog 12 Nisan 1918’de yaşama veda etti.
Veŝade Höyüğünün (Ошъадэ) kazılması
XIX. yüzyılda, Kafkasya Savaşı sona erdiğinde, İç Rusya’dan göç ettirilen çok sayıda göçmen – Rusya hükümeti tarafından – Kuban iline yerleştirilmişti. Eski Adıge Ata yurdundaki höyüklerde değerli eşyalar bulunduğunu gören mezar soyguncuları kaçak olarak höyükleri kazmaya ve çıkardıkları değerli eşyaları satmaya başlamışlardı. Arkeolojik anıtların çok sayıda olmak üzere soyulmakta olduğu haberi St. Petersburg’daki Arkeoloji Komisyonu’na ulaşınca, Profesör N. İ. Veselovskiy yöremize gönderildi. Veselovskiy 1896 yılında Beloreçensk stanitsası (Şıthale) (2) yakınlarındaki 56 höyüğü kazdırdı.
Buluntuların dünyada başka bir benzeri yoktu, bu nedenle bilim insanları buluntulara Beloreçensk (Şıthale) Arkeoloji Kültürü yapıtları ddediler. Bunlar Adıge tarihinin XIII – XV. yüzyıllarına ait yapıtlar idiler.
O sıralar bir Adıge, Veselovskiy’e Nart Veŝade ve höyüğü hakkında bir şeyler anlatmış olmalı. Veselovskiy iş edindi, Maykop’a geldi ve höyüğü inceledi. Höyüğü örten toprağın bozulmadığını saptadı ve ertesi yıl için kazı yapmaya karar verdi.
Mayıs 1897’de profesör, İvan oğlu ünlü ressam Roerich Konstantin ile birlikte Maykop’a geldi. Kazı işine başlamadan önce, Abzahlar ile Mehoşların eski ayin ve toplantı yeri olan ve Thaçeğ ormanı bitişiğinde bulunan Veŝade Höyüğünün (Ошъадэ) büyük bir resmini Roerich’e yaptırdı.
Buluntular
Maykop’un kuzeydoğusunda ve kent kıyısında bulunan Veŝade Höyüğünü kazdırmak için Veselovskiy işçiler bulup kazıyı başlattı. O dönem arkeologlarının yaptığı gibi höyüğün ortasında altı buçuk metre genişliğinde bir yeri kazmalarla açtırıp toprağı dışarı attırdı. Toprağı dibe, temele değin kazdırdığında, parçalanmış kireç taşlarıyla çevrili bir yere ulaştı. Bu kireç taşı kompleksinin ortasında kalın tahtalarla birbirinden ayrılmış ve yan yana üç mezarla karşılaştı. Mezarların derinliği bir metre 42 cm idi. Mezarların tabanı dere taşları ile döşenmişti, kenarlarında küçük çıtalar bulunuyordu. Her bir mezar odasında ayakları dizlerine doğru bükülmüş, başları güneye dönük ve sağ tarafı üzerinde yatan birer iskelet vardı.
Güneye dönük en geniş mezar odasındaki ölü kemiklerine çok sayıda eşya takılıydı: Üzerinde altından güller işlenmiş bir taç ölünün başındaydı, gümüş, altın ve değerli taşlardan yapılma bin üzeri iri ve küçük boncuklar da vardı. Altın plakalar üzerine işlenmiş ve kabartılmış onlarca aslan ve öküz heykelcikleri bulundu. Plakaların kenarlarında hayvana yürüyor ve adım atıyor görüntüsü vermeye ve bir yerlere iliştirmeye (dikmeye) yarayan delikler vardı. Kuşkusuz bu plakalar elbiseler üzerine dikiliyorlardı. Altın dikişler ilkin böyleydi. Uzun bir süre sonra, orta çağ yüzyıllarında sırmalar (altın suyuna batırılmış ince gümüş teller) ve altın iplikler icat edildi ve bunlarla dikiş işleri yapılmaya başlandı.
İskeletin kenarında, yerde bir metre 17 cm uzunluğunda 8 adet gümüş boru halka bulunuyordu. Yanlarında borulara takılan iki altın ve altı gümüş heykelcik vardı.
Mezar odası tabanında altın, gümüş ve pişirilmiş topraktan yapılma değişik kap kacaklar vardı. Yanlarında bronz (tunç) ve taş araç gereçler de bulunuyordu.
Veŝade toprağından toplam 7000 kadar arkeolojik eşya çıkarılmıştı.
Maykop Höyüğü (Kurganı) kazısından sonra Prof. Veselovskiy Kostromskoy stanitsasına (köyüne) gitti. Oradaki höyük kazısında 33 cm uzunluğunda ve kalkan üzerine dikilen bir altın geyik heykelciği bulmuştur.
Sözün kısası, şaşkınlığa yol açan altın öküz heykelleri ile altın geyik heykeli, önce mayıs ayında, ardından haziran ayında Adıgey’de gün yüzüne çıkarılmış oldu.
Ünlü bilim insanının açığa çıkardığı arkeolojik kültür kapsamındaki höyüklerin benzerleri pek çok yerde hâlâ kazılmaya devam ediliyor. Onun çizdiği yolda günümüz arkeologları ilerliyor, tarih bilimine ve arkeolojiye katkılar sunuyorlar.
Kuban ilinin, ya da eski Adıgey toprağının arkeolojisinin öğrenilmesinde ilk adımı atan kişi İvan oğlu Profesör Nikolay Veselovskiy’dir, en eski atalarımızın mirasının ortaya çıkması ve incelenmesinde yaptığı büyük çalışma ve katkıları nedeniyle adını sevgiyle anmamızı fazlasıyla hak eden biridir.
TEV Aslan.
(1) – Mamırıkuaye (Новосвободнэ) köyü, Adıgey’in Maykop rayonunda bir köy. Burada Eylül 1861’de Rus çarı II. Aleksandr ile Abzah temsilciler arasında bir görüşme yapıldı. Çar Abzahlara dağ köylerini boşaltıp Kuban Irmağı solundaki düzlüklere yerleşmelerini ya da Türkiye’ye göç etmelerini buyurmuştu. Köyde Çar’ın ziyareti anısına dikilmiş bir şapel (küçük kilise) kalıntısı vardır. – hcy
(2) – Şıthale, Rusça adıyla Beloreçensk, Adıgey sınırına yakın bir yerde, Belaya Irmağı (Şhaguaşe) kıyısında 55 bin nüfuslu bir yerleşim. Burada bulunan arkeolojik yapıtlar, benzerleri olmadığı için Şıthale Arkeolojik Kültürü kapsamındaki yapıtlar olarak adlandırıldı. – hcy
Adıge mak, 24 Kasım 2023