19 – 20. yüzyıl kavşağında yöremizde arkeolojik incelemeler yapan Nikolay Veselovskiy’den bu güne, arkeologlar değişik dönemlerde cumhuriyetimizde çalışmalar yapmışlardır.
Maykop’taki Veŝade (Ошъад) höyüğünden dünyada eşi ve benzeri olmayan yapıtlar çıkarılması üzerine, Adıgey dünyaca tanınan bir yöre oldu. Maykop Kültürü artık dünyaca biliniyor, bu buluntular sonrasında, toprağımızda korunmuş olan bu hazineyi öğrenmek isteyenler bize gelmeye başladılar.
Şu sıralar Adıgey’in güneyindeki dağlık Maykop rayonunda 60 kişilik bir kazı heyeti çalışmalarını sürdürüyor ve yeraltı arkeolojik zenginlikleri saptamaya çalışıyor ve arkeolojik anıtlarla dolu Cegoko kırında-çayırında (ДжэгокIо гъэхъунэ) kazı yapıyor. Maykop rayonunun birçok yerinde çok sayıda turistik dinlenme tesisi inşa ediliyor; elektrik, doğal gaz ve su iletim (nakliye) boruları döşeniyor ve yeni yollar yapılıyor. Örneğin Daĥo Irmağı vadisindeki Cegoko kırından geçecek olan yeni yolun yapımı sürüyor. Cegoko’nun çevresindeki çayırlık yerlerde (düzlüklerde) dinlenme tesisleri ve turistik oteller inşa edilecek. Anılan tesislerin yapımı çalışmalarından önce, yasa gereği arkeologların o yerdeki arkeolojik yapıtları belirlemeleri ve koruma altına almaları gerekiyor. Bu amaçla geniş kapsamlı bir çalışma yapılıyor. Toplamda 16 arkeolojik anıt koruma altına alınacak. Bunların arasında höyükler ve İsp evleri de (dolmenler) var.
Bilimsel heyette Doğu Halkları Devlet Müzesi ve “Kültürel Miras” Kurumu çalışanları yer alıyor. Höyüklerin kazılmaları işi bir aydan beri sürüyor, şimdiye değin üç höyük kazıldı, onlar da kadın mezarlığı çıktı. Yüzükler, küpeler, kolyeler, bel kemeri parçaları, düğmeler, vb çıkarıldı. En değerli buluntu ise kadın şapkasını güzelleştiren süslemelerdir. Süslemeler altın suyu içirilmiş gümüşten üretilmiştir. Şapka kadının başına güzellik katıyordu, üzeri işlemelerle, tepesi de süslü bir yarımayla kaplıydı. Bu türden arkeolojik yapıtlarla fazla karşılaşmadıklarını heyetin başkanı, bilim insanı ve arkeolog Kirill Dneprovskiy söyledi. Yöremizde ikinci kez şapka (pao) bulunmuş oldu. İlki Şıthale’ye (Beloreçensk) uzak olmayan bir yerde bulunmuştu. Bugün o şapka ve süslemesi Bıtırbıf’daki (St. Petersburg) Ermitaj müzesinde bulunuyor. Şimdi bulunan şapka başı da, bilim insanlarına göre aynı döneme, 15. yüzyıla ait bir kültürel miras. Anlaşılan bu eşyalar 500 yıl boyunca toprak altında kalmışlar. Arkeologlar çok titiz bir çalışmayla o yapıtları topraktan çıkardılar. Heyetteki resteratör Konstantin Dotkin’in söylediğine göre, toprak gümüşü ezmiş, şapka başının eksikliklerinin tamamlanması-düzeltilmesi ve ilk görüntüsüne yakın bir onarım için restorasyona gönderildi. Şapkanın tepesindeki yarımay ise daha sağlam kaldı, anlaşılan o kısım daha kaliteli bir demirden yapılmış. Arkeologlar bu şapka üzerindeki başı (şapka üzerindeki yarımayı) çok ilginç buldular. Arkeologlar şapkanın çıkarıldığı höyükten şaşırtıcı ve çok daha ilginç eşyalar da çıkarıldığını söylediler: Altın iplikler ve kumaş parçaları. Bilim insanlarının tahminlerine göre, iki ayrı cinsten kumaş söz konusu, iri dikişli (бзыхьаф такъыр) buluntular, kadın giysisi parçaları ve Adıge sayesi (kaftanı) kalıntıları olmalı.
Bulunan düğmelere gelince, düğmelerin giysileri düğümlemek için kullanıldıklarını söyleyebiliriz. Kumaş, kadife (къэтабэ) ya da brokar (парча) benzeri cinslerden sayılıyor. Arkeologların görüşleri, henüz bir ön değerlendirme. Kumaş ve ipliklerin toprak altında 500 yıl çürümeden kalmış olmaları şaşırtıcı. Benzeri eşyalar fazla bulunamıyor. Altın ipliklerin Adıge usulü sarmalanıp sarmalanmadıklarını öğrenmek üzere iplikler incelemeye gönderildi, şimdilik şu kadarını söyleyebiliriz, iplikler gerçek altınla sarılmamış (kaplanmamış) olsalardı çürüyüp gideceklerdi. Kumaşı koruyanlar da altın iplikler oldu.
Şapkanın (kadın kepinin) üzerindeki gümüş başı, altın iplikler ve diğer tüm buluntular Doğu Halkları Devlet Sanat Müzesi’nin Maykop’taki bölümünde koruma altına alınacak ve müzedeki mirasın bir parçası olacaklar. İncelemeler altı ay sürecek. Şu an arkeologlar Cegoko çayırındaki en büyük höyüğü kazıyorlar. Höyüğün üzerindeki toprak alındı, dere taşlarıyla döşeli tabana ulaşıldı. Pşı (bey, kral) ya da verk ĺeş (büyük vork, kont, soylu) olan birinin burada gömülü olduğu düşünülüyor. Arkeolog Kirill Yeremenko bu yerin altına artık inilebileceğini söyledi.
Yeremenko’nun söylediğine göre, büyük höyüğün içi düzgün-planlı (зэгъэфагъэу) çıkarsa olduğu gibi korunacak ve turistlerin ziyaretine açık bir arkeolojik anıt ve bir açık doğa müzesi olacak. İsp evleri de aynı biçimde düzenlenecek ve koruma altına alınacaklar.