Adıge Cumhuriyeti Gönüllü Hareketinin “Kültür Gönüllüleri” adlı merkezi ile “Talantis” (Талантида) adlı özerk ticari ajans, birlikte “Kültür” adlı bir ulusal proje ve “Kültür Felsefesi” projesi üzerinde çalışıyorlar.
Kültür Felsefesi” terimi çok şeyi içerir: Gelenek ve görenekler, kurallar ve davranış şekilleri, inançlar ve görüşler, düşünce akımları, her bir bireyin toplumsal yaşamın içinde yararlı olacak biçimde yer alması, eğitim ve öğretim özgürlüğü, bireyleri iyi eğitme ve yetiştirme. Bu gibi üstün değerleri gerçekleştirmede en yararlı yöntemlerden biri, bilge kişileri ziyaret etmek, onların konuşmalarını dinlemek ve kendine yeni bir yaşam yolu bulmak, doğruyu ve güzeli seçerek ileri doğru adımlar atmak ve ilerlemek olur.
“Kültür” sözcüğünü birçok alanda kullanıyoruz, öz, çekirdek anlamı – sağlam bir temel üzerinde eğitim, her bir bireyi taşıdığı yaratıcı gücü ortaya çıkaracak biçimde eğitmek, yetiştirmek, insanı insan yapan değerler ve yeni kuşaklara kazandırılacak her türlü değerler bütünüdür. Düşünecek olursak, “kültür”, her gün herkesin yaşamında kendini belli eder, kültürün ne olduğunu kavrayan biri kendine doğru bir yol bulur ve yeni hedeflere doğru yönelir ve ilerler. Bu nedenle yöremiz insanları bu gibi konularda duyarlı ve özenli olmalılar. İnsan ile doğanın sıkı sıkıya birbirine bağlı olduğunu bilerek, büyük başarılar ortaya koymuş olan yaratıcı yeteneklerle bir araya gelmek, konuşmalarını dinlemek anlamlı ve eğitici olur, ulusal dinamiği, gücü ayakta tutmak ve daha da geliştirmek, var olan olanakları daha iyi değerlendirmek ve “yaratıcı” yeteneklerle bir araya gelmek önemli ve gereklidir.
22 Temmuz 2021 günü saat 11.00’de cumhuriyet gönüllüleri, Adıge Yazarlar Birliği salonunda ünlü yazar, Rusya Federasyonu Emek Kahramanı, Adıgey, Kabardey-Balkar ve Karaçay-Çerkes cumhuriyetleri ulusal yazarı Meşbaşe İshak ile bir araya geldiler.
Sıcak bir toplantı
Meşbaşe İshak büyük bir gençlik topluluğunun karşısında masaya oturdu, toplantıyı “Talantis” (Талантида) adlı örgütün başkanı Karen Karakyan yönetiyordu.
• Karakyan Adıgey gönüllüleri hareketinin 4 yıldan beri Adıgey’de faaliyette olduğunu söyledi, Mayıs ayı sonunda 91 yaşına ayak basan büyük yazar ve düşünce insanı Meşbaşe İshak adına bir kutlama günü düzenlendiğini de anımsattı, topluluk ve kendi adına yazarı yeniden kutladıklarını belirtti ve yazara bir anı ödülü verdi. Ardından soru-cevap bölümüne geçildi.
-Saygıdeğer Şumaf oğlu İshak, aşı yaptırdın mı, sağlığın nasıl, bu gibi konularda neler söylemek istersin, – diye sordu Karen Karakyan.
.
Meşbaşe gülümsedi, koronavirüs aşısı olduğunu gösteren aşı kağıdını gösterdi. Ağustos 2020’de romanı “Kontes Ayse”nin (Ayşet) beyaz perdeye aktarılacak olması nedeniyle St. Petersburg’a gittiğini, dönüşte, Moskova’da pandemiye yakalandığını, “Kommunarka” adlı hastaneye yatıp tedavi gördüğünü, orada 90 yaşını doldurduğunu söyledi; ardından “Rusya Emek Kahramanı” ve daha başka ödülleri olan biri olduğunun öğrenilmesi üzerine, hastane personelinin kendisine çok iyi davrandığını, Tanrının kendisini bu korkunç virüsten kurtardığını ve iyileşmiş olarak Adıgey’e döndüğünü anlattı. Bu nedenle herkesin sosyal mesafe kuralına uyması, maske takması ve aşılarını yaptırması gerektiğini, herkese sağlık ve esenlikler dilediğini söyledi. Kendisine de “Teşekkür ederiz, sağ olun!” dendi.
Bunu Meşbaşe İshak’ın yaşamına ve yaratıcı yeteneğine ilişkin sorulan sorular izledi. İshak, elinde hiçbir yazılı not olmaksızın sorulan tüm soruları yanıtladı, “Kültür nedir, bir ulus ideolojisi midir?” gibi sorulara ilişkin kanılarını kısaca açıkladı:
– Hiçbir zaman, hiçbir ulus, kültürü olmadan yaşamamıştır, ayrıca ayakta da kalamazdı. Kültür çok yönlü ve çok dallıdır: Dil, konuşma biçimi, gelenek ve görenekler, politika, ekonomi, yaşam düzeni, akıl, zeka ve kavrama gücü ve bütün bunların üzerinde doğru bir eğitim-öğretim, – dedi.
Meşbaşe İshak’ın çocukluğu İkinci Dünya Savaşı koşulları içinde geçti. Çocuk olmasına karşın çok şeyin bilincindeydi, şiir ve yazı yazmaya ilkokul 3. sınıfta başladı, ardından Zafere (- Sovyetlerin Nazi Almanlarını yenmesine -) ilişkin olarak annesinin anlattıklarını yazdı. 1953’te Moskova Edebiyat Enstitüsü’nde okurken “Güçlü İnsanlar” adlı ilk kitabını yazdı; edebiyatı, Adıgece ve Rusçayı sevdiğini, köy okulundaki öğretmenlerini, özellikle tarih ve coğrafya öğretmeni Pşıvnel Yusuf‘u (ПщыунэлI Юсыф) örnek aldığını söyledi. Adıge Pedagoji Koleji (-Öğretmen Okulu-) öğrencisi iken şiir ve yazılarını geliştirdiğini; ardından Moskova’ya gittiğinde R. Rojdestvensko ve Yevtuşenko (onlarla birlikte okudu) gibi çok sayıda arkadaş edindiğini, bilgisini artırdığını, olayları daha derinlemesine kavramaya başladığını anlattı. Nerede bulunuyor, hangi okulda okuyor olursa olsun, okumaya büyük önem verdiğini, sülalesini, köyünü ve Adıge ulusunu hep düşündüğünü, bu konularda özenli olduğunu söyledi. Köyü Şhaşefıj’daki (Azatlı köy) ailesinin köle (pşıl) olduğunu ve ailesinin kölelikten nasıl kurtulduğunu anlattı. Kendisinin dört kardeşin en küçüğü olduğunu, annesinin 38 yaşında dul kaldığını ve kendisini 20 yıl okuttuğunu, kendisine minnet duyduğunu, şu an babasının bahçesinde çok sevdiği 4 kardeş ailenin oturduğunu, çocuk iken annesi ile birlikte çekilmiş bir resminin duvarında asılı olduğunu ve onunla sık sık konuştuğunu söyledi. Büyük Edebiyat Meclisi’nde yer aldığını, ünlü şair S. V. Mihalkov’un babası nedeniyle, öğrenciliği sırasından başlayarak kendisiyle sürekli ilgilendiğini ve kendisine destek çıktığını anlattı. Köyünde incecik bir yol gibi başlayan yaratıcı sanat yolunu, 60 üzeri yıl boyunca genişlettiğini ve büyüttüğünü, sanat alanında yeni adımlar attığını söyledi.
Meşbaş’ın yeteneğinin ulu bir ağaç gibi büyümesi ve yükselmesi, şiir, düzyazı, çeviri, ardından değişik tarihi romanlar yazması; Adıge ulusunun zeki bir ulus olduğunu işleyen dörtlükler, şiirler, özellikle bu son yıllarda beğenilen yapıtlar yazmış olması, kişilerin kendi bilinçlenmeleri sonucu kendi sorunlarını kendileri çözmeye başlamış olmaları, değişik sorunlar ve insanlar, ülke, yurt, cumhuriyet, köy, aile, ulus ve sülaleyi sevme gibi değerler; sırası geldiğinde o değerleri harekete geçirmek ve kullanmak gerektiği gibi konulara değindi. Adıge Cumhuriyeti’nin kuruluş ve devlet yapılanması sürecine katıldığını; yazma ve düşence üretme dışında ülkeyi ve Adıgey’i daha iyi bir geleceğe taşıma içerikli büyük toplumsal görevler üstlendiğini, uzun yıllar boyunca Adıge Özerk Yöresi (oblast) Meclisi ve Krasnodar Kray Meclisi’nde milletvekilliği yaptığını, 1989 yılında Sovyetler Birliği Parlamentosu’na seçildiğini, bütün bu görevleri başarıyla yerine getirdiğini anlattı.
Adıgeyli gençler Adıge Cumhuriyeti Ulusal Marşı’nın sözlerini nasıl yazdığını sordular, İshak soruyu ayrıntılı olarak yanıtladı. Meşbaşe İshak, kişinin eğitiminde kitabın önemi üzerinde de durdu, şimdiye değin başka yazarların kitaplarını ve Adıge tarihi ile ilgili kitap ve yazıları okuduğunu söyledi. Kendi tarihini, ülke tarihini, cumhuriyetin, ulusun ve sülalenin tarihini öğrenirsen, gerçek ve donanımlı biri olur, kendinde saklı olan tüm iyi özellikleri, gizil güçleri uyandırır ve harekete geçirirsin, düşünce dünyan ve sözcük dağarcığın büyür, zenginleşir, dedi. Yaratıcı yan, kişide bulunan iyi yan, o zaman harekete geçecek ve ortaya çıkacaktır dedi; her gün yazı yazdığını, yazı yazmanın mesleği, gündelik yaşamı haline geldiğini söyledi. Sorulan sorulara verdiği bir yanıtta “Kontes Ayse” (Ayşet) romanını nasıl yazdığına, romanın konusuna ve romandan uyarlanan “Kontes Ayse” filmine ilişkin kısa bilgiler sundu.
91 yaşında olmasına karşın, Meşbaşe İshak, gönlünden geçenleri, düşüncelerini tek tek yazarak çalışmaya devam ettiğini söyledi. 1956 yılından beri Rusya Federasyonu Yazarlar Birliği üyesi , 1983 yılından beri de Adıge Cumhuriyeti Yazarlar Birliği başkanı olduğunu, Adıgey’in çocukları için Rusça ve Adıgece “Rodniçok Adıgey” (Adıgey Baharı) ve “Joğobın” (Yıldız Ailesi) dergilerini, yetişkinler için de “Literturnaya Adıgeya” (Adıgey Edebiyatı) ve “Zekoşnığ” (Kardeşlik) dergilerini yayımladıklarını, bu dergilerin yayın sorumluluğunun kendisinde olduğunu ve onları sık sık okuduğunu ve gözden geçirdiğini söyledi. Adıgece dilimizi ve insanca özelliklerimizi korumamız, tüm gücümüzü Adıgey ve büyük ülkemiz Rusya yararına kullanmamız gerektiğini, çalışmanın kişiyi bilediğini, keskinleştirdiğini, çalışmayı ve iş görmeyi bir şifa kaynağı olarak gördüğünü belirtti.
Büyük yazarın bilgelik dolu sözlerini ilgiyle dinleyen gençler ve kendi adına toplantının yöneticisi Karen Karakyan “Sağ olasınız, teşekkürler!” dedi. Daha uzun yıllar boyunca seni sağlıklı bir yazar olarak aramızda görmeyi diliyoruz, dedi.
Mamırıko Nuriyet
Adıge mak, 28 Temmuz 2021