Site icon MEFENEF

Çerkes Sorunu ve Gerçekler – III

1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı
Rus yayılması sadece Adıgeleri ve Türkleri değil, daha doğudaki Müslümanları da (Çeçenleri, vd) kaygılandırmıştı. 1785’te Şeyh Mansur önderliğinde Çeçenistan’da dini bir ayaklanma oldu, bastırıldı. Şeyh Mansur Anapa’daki Adıge ve Türkler arasına kaçtı. Adıgeler Mansur’u bir kahraman olarak karşıladılar ve ordu komutanı (hakim) yaptılar. Tarikat şeyhi Mansur’a ilgi şeriatçı ideolojinin Adıgeler arasında yayılmasında kuşkusuz etkili olmuştur. Daha önce, 1768-74 savaşı sırasında Türk ajanların (imamların ve askeri elemanların) Dağlılar arasındaki propagandaları da etkili olmuştu.
Ruslar Anapa üzerine iki kez yürüdüler, ama Türklere yardım eden Çerkesler tarafından püskürtüldüler. Adıgeler gerilla taktikleri uyguluyor, Rusların lojistik yollarını kesiyor, yiyecek, mühimmat ve yardım almalarını önlüyorlardı.
Türk komutanlar Rusların Anapa önlerinden iki kez püskürtülmüş olmasını Rus gücünün belinin kırıldığına yordular. Başarıyı kendi hanelerine yazmak istediler, Adıgleri de önemsememeye başladılar.
Sonunda büyük bir Osmanlı birliği hazırlandı. Desteğinde Adıge birlikleri de vardı.
İlk hedef Kabardey idi. Projeye göre, Rus-Kabartay ittifakı yok edilecek, Kabardey’den yine Rus yönetimindeki Çeçenistan ve Dağıstan’a, oradan da tedarik edilecek yerel kuvvetlerle Hazar Denizi ötelerine, Orta Asya’ya yürünecek, sonunda da Moskova alınacaktı. Kervan yolda düzülecekti. Demek ki, o zamanlarda da “emperyal –Turancı” görüşler varmış…
Kendine aşırı güvenen Osmanlı Ordusu batıdan doğuya doğru yürüyüşe geçti, Doğuda Kuban Nehrini ve sınırı geçti. Rus yönetimindeki Kabardey topraklarına ayak bastı. Osmanlı Ordusu destekçi Adıge birlikleri ile beraberdi. Osmanlı Ordusu, Kabartay paralı savaşçıların destek verdiği bir Rus birliği karşısında, sonradan Batalpaşinsk adı verilen ve bugün Çerkessk denen kentin olduğu yerde bozguna uğratıldı. Komutan (Serasker) Battal Paşa tutsak düştü – 30 Eylül 1790. Osmanlı ve Çerkes (Adıge) birlikleri dağıldılar. Böylece, bırakın Kabardey, Dağıstan, Buhara ve Moskova’yı, Kırım’ı geri almaları hayal oldu, perişan bir kaçış başladı.
Ertesi yıl Anapa Ruslara teslim oldu – 22 Haziran 1791. Kaledeki Şeyh Mansur (1762-13 Nisan 1794) Osmanlı yurttaşı olmadığı için tutuklandı ve götürüldüğü Şilisselburg hapishanesinde öldü.
Ruslar taraf tuttukları ve Türklere yardım ettikleri için Çerkeslere yönelik büyük bir tedip (cezalandırma) operasyonu başlattılar. Kuban’ın güneyine geçen Rus-Kazak birlikleri önlerine çıkanı öldürdüler, köyleri ateşe verdiler ve her şeyi yağmaladılar.
1792 Yaş Antlaşmasıyla Anapa Osmanlılara geri verildi ve Rus birlikleri de Kuban’ın güneyinden kuzeyine çekildiler.
1806-1812 Osmanlı – Rus Savaşı
Adıgeler bir önceki savaştan ders aldılar, taraf olarak savaşa katılmaktan kaçındılar. Desteksiz kalan Anapa Kalesi yine Rusların eline geçti – 15 Temmuz 1809.
Anapa, savaştan sonra 1812 Bükreş Antlaşması ile Türklere geri verildi, ayrıca Kuban ve Bzıb ırmakları arası Karadeniz kıyı denetimi de Türklere bırakıldı. Tabii antlaşmalarda Adıge-Çerkeslerin adı geçmiyor, Çerkesler yok sayılıyorlardı. Türkler de, Ruslar da Adıge (Çerkes) adını, diplomatik ilişkilerde denklemin içine almak istemiyorlardı. Adıgeler bunun farkında mıydılar?..
Daha güneyde Bzıb Irmağı (şimdi Abhazya’da) güneyi, Rion Irmağına kadar kıyı denetimi Ruslara bırakıldı. Çerkesya Rus kuşatması altına alınmış ve tecrit edilmiş oldu.
Güney Kafkasya’daki Gürcü prensleri, bu arada Abhaz prensi de gönüllü olarak Rus tarafına geçti. Hiçbir yöre, aslında gerici ve baskıcı İran ve Osmanlı yönetimlerinden memnun değildi.
Rus hükümeti yöre prenslerine (derebeylerine) maaş, protokolda yer ve tuğgeneral rütbeleri veriyordu. Herhalde bu politikaya koşut olmalı, Osmanlı Devleti de paşalıklar oluşturup, kendi derebeylerine paşa unvanları vermeye başlamıştı.
Napolyon savaşları ve Batılı girişimler nedeniyle Ruslar daha ileri taleplerde bulunamadılar.
Eresi yıl, 1813 Gülistan Antlaşması ile İran, Dağıstan ve şimdiki Kuzey Azerbaycan toprakları üzerindeki haklarını Ruslara devretti, ayrıca 1812 Bükreş Antlaşması hükümlerini tanıdı. Böylece Ruslar Kafkasya’da geniş araziler elde etmiş, Türk ve İranlıları geriletmiş oldular. İran akıllı bir diplomasi yürütüyor, kendini bilmez Osmanlı ise savruluyordu
Adıgeler olup bitenden ders çıkarmayı ve önlemler almayı başarmışlar mıydı? Ne gezer, kabile parçalanmışlığı, yöresellik ve vurdumduymazlık içinde olmalıydılar…
İran’ın 1828 sonrasında gereken dersi aldığı anlaşılıyor, Kafkasya’daki Rus-İran sınırı, 1828 sonrasında hiç değişmeyecekti. Osmanlı-Rus sınırın ise, Türkler aleyhine kevgire dönecek, Adıge-Çerkesler ise tarihin karanlık sayfalarına gömülme durumuna düşeceklerdi. Usta diplomasi ve devlet gelenekleri sayesinde çok uluslu ve çok dilli İran hâlâ varlığını koruyabiliyor..
Diplomasi ve denge dünyası
Ruslar 1768-1774 savaşından beri Türklere ve İranlılara karşı kolay ve umulmadık başarılar elde etmeye başlamışlardı. Daha fazla ileriye gitmeleri adı konmamış denge politikalarını bozabilir, tehlike yaratabilir, İngilizlerin ve Avrupalı büyük devletlerin müdahalelerine yol açabilirdi. Rus diplomasisi de güçlüydü. Rusların bir başlarına büyük devletlere, İngiltere, Fransa ve Prusya’ya kafa tutacak güçleri yoktu. 1853-1856 Kırım Savaşı bunu kanıtlayacaktı.
Osmanlı Devleti, Avrupa’daki devlet sınırlarının yeniden belirlendiği ve güvence altına alındığı 1814 Viyana Kongresi’ne katılmadı. Bu bir aymazlıktı. O sırada Çerkesya kıyı denetimi, Anapa ve Sucuk-Kale (şimdi Novorossiysk) Osmanlılara aitti. Osmanlı statükonun ileride kendi aleyhine bozulabileceğini düşünmüyor, Eflak ve Boğdan (Romanya) için özerklik istenmesinden korkuyordu. Adıgeler gibi dünyadaki gelişmelerden habersiz olmalıydılar. Ancak korkunun ecele faydası olmayacak, Eflak ve Boğdan bir yana, Çerkesya’daki kale ve kıyı denetimi yanında birçok toprak elden gidecek, üstelik bir Yunan Krallığı da kurulacaktı. Sırası geldiğinde bunlardan daha genişçe söz edeceğiz. Osmanlı akılcı bir diplomasi ile bu felaketin üstesinden gelebilirdi. Bundan daha sonra söz edeceğiz.
Türkiye 1814 Viyana Kongresine katılmamak ve reform yapmamakla fırsatları kaçırmış, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmuştu. Ayrıca Yeniçeri ve kılıç sallama dönemi de çoktan kapanmıştı, ama Osmanlı hatada ısrar ediyordu, iç denge de reform yapmasını engelliyordu.
Türkiye 1978’de Bülent Ecevit, 1979’da fanatik ve kısır görüşlü Necmettin Erbakan’ın muhalefeti sonucu Süleyman Demirel, AB’ye katılma fırsatını kaçıracaktı Aynı hatalar zinciri 2003’te BM’nin bir Federal Kıbrıs Cumhuriyeti kurulması ve Annan Planı ile AB’ye alınması projesi Türk tarafınca imzalanmayarak sürdürülecekti. Türkiye 2004’te hatasını anladı ve Annan Planına sarıldı, ama atı alan çoktan Üsküdar’a geçmişti: Bu kez atı alan Rumlar Annan Planını reddettiler. Şimdi bunların acıları çekiliyor (https://mefenef.com/wp-admin/post.php?post=1009&action=edit).
Durumu özetler ve konuya dönersek, adı konmamış mevcut duruma, konjonktür ve denge durumuna göre, İngilizler Rusların Kafkasya ve Orta Asya’yı ele geçirmelerine göz yumacaklar, ama Viyana Kongresi kararlarını imzalamamış olmasına karşın, daha da önemli olan büyük denge gereği, Çerkesya’nın Rusya tarafından yutulması örneğinde olduğu gibi, Rusların Osmanlı ve İran’ı yutmalarına, Akdeniz ve Hindistan’a sarkmalarına izin vermeyeceklerdi. Olayların genel gelişimi ve çok sonraki Kırım Savaşı bunu kanıtlayacaktı.
Bugün de Putin, Rusya topraklarını genişletmek, ABD ve AB gibi büyük bir ekonomik güç olmak istiyor, ama şimdilerdeki büyük dengeyi (Batı muhalefetini) kırabilecek, Ukrayna’yı ve komşu ülkeleri (Kafkasya ve Orta Asya ülkelerini) yanına alabilecek mi? Doğuya, Çin sınırına doğru olası bir ilerlemeye Batılı ülkeler dışında, örneğin Çin ve Hindistan ne diyecek, ne gibi bir tepki gösterecek? Bu iki ülke yükselen dünya devleri. Göreceğiz.
19. yüzyıl koşulları yok ama yeni büyük dengeler var. Bunlar yerküreyi şekillendirebilecek güçteler…
Peki, Türk, İran ve Çerkes tarafı, 19. yüzyılda yaşanan olayların, büyük dengenin ve bunun kendi yörelerine yansımalarının ne denli farkında ve bilincinde idiler?..
(Devamı gelecek)
Exit mobile version