Dünyada bir güçler karşılaşması yaşanıyor. Çin son 20 yılda beklenmedik bir hamle yaptı ve kalkındı. Daha şimdiden ABD ile bir güç yarışması içinde. ABD birinci, Çin ikinci, Japonya üçüncü, Almanya dördüncü ekonomik güç. Rusya; Hindistan, İngiltere, Fransa, İtalya, Brezilya ve Kanada’dan sonra 12. sırada. Türkiye ise 20. sırada (2020). Türkiye’de yoksullaşma sürüyor.
Tablo, Rusya ve Türkiye açısından sevindirici değil. Erdoğan‘ın yüksek perdeden konuşmaları da işe yaramadı.
Rusya, her şeye karşın Sovyetler Birliği’nin mirasçısı. Ama yaklaşık 10 yıldan beri, askeri alan dışında, ekonomik ve teknik anlamda bir duraklama içinde. Petrol fiyatları düşmüştü. Yine de eski petrol geliri olarak Rus hazinesinde para (dolar) var. Bizdeki gibi saçıp savurmadı. Rusya, ABD karşısında en büyük askeri ve nükleer güç. ABD ve Rusya ile, ancak Çin, ileride de belki Hindistan yarışabilir. Yakın gelecekte Çin’in en büyük ekonomik ve askeri güç olacağı varsayılıyor. Bu da korku yaratıyor.
ABD, Sovyetler Birliği’ni çökerttiği ve bölünmesine yol açtığı gibi, şimdi de Rusya Federasyonu’nun (RF) peşinde. Boyun eğmiş ve bölünmüş bir Rusya’yı kendi safına katmak ve Çin’e karşı bir set kurmak istiyor. Tarihin garip bir cilvesi diyelim, tarihi geçmişte Çin Seddi Çin’i koruyordu, şimdi Çin’den korunmak ve onu kendi yerine hapsetmek amaçlanıyor.
ABD, Çine karşı, – Rusya ve İran dışında – geniş bir karşı ağ oluşturmuş. Rusya işini hallettiğinde ya da Rus engelini kaldırdığında, Çin’le hesaplaşmaya, bölerek güçten düşürmeye yönelecektir. Amaç belli: Uygurlar, Çinli Müslümanlar, Tibet, vd konuları kaşıyor, görüntüleri var. Daha ileri giderse, ABD İran’ı da vurup ufalayabilir, Irak’ı ufaladığı gibi. Bir diğer stratejik nokta da İsrail, ABD’nin Orta Doğu çıkarları açısından kilit önemde.
Rusya’nın karşı hamleleri
NATO, Rus sınırına doğru genişleme süreci içinde. Ukrayna, Belarus ve Moldova dışında, Avrupa’daki eski sosyalist ülkelerin hepsi şimdi NATO içinde ve ABD yönlendirmesinde. NATO, Ukrayna ve Gürcistan’ı da içine almak istiyor. Ama Rusya buna karşı, o takdirde kuşatılmış olacak.
Bu nedenle karşı hamle yapan Rusya, fırsat varken Ukrayna’dan Kırım’ı koparıp kendine kattı, ayrıca Doğu Ukrayna Donbass’da Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerini kurdurdu (2014). Daha önce Abhazya, Güney Osetya ve Dinyester gibi küçük stratejik noktalara da yerleşmişti. ABD’nin işi kolay değil.
Rusya, kaynağı bol ve geniş bir ülke, ama toprağının çoğu soğuk, donmuş ve çorak, nüfusu 150 milyon, az. Çin ve Hindistan birer buçuk milyar, ABD 330 milyon. Ama ABD’nin yayılma alanı çok geniş, o yerlerden besleniyor, sömürücü .
Rusya’nın, ABD ve Çin dışında üçüncü bir ekonomik güç olması için, Ukrayna, Belarus ve Kazakistan’ı da yanına alması ya da onlarla bir ekonomik ve siyasi birlik kurması gerekiyor. Bu ülkeler, Ukrayna dışında, Rus dostu ülkeler, Rusçayı yaygın olarak konuşuyorlar. Rus liderlerin isteği onlarla ve daha başkaları ile birleşme. Böyle bir birleşme gerçekleşirse, toprak genişleyecek, nüfus da 100 milyon üzeri artacak, yeni katılmalarla kaynaklar büyüyecek, Rusya ekonomik bir dev olacak. Milliyetçi bir Rus’un hayali bu olmalı. Ama bir sürü ulus Rus boyunduruğuna koşulmayı kabul edecek mi? Sovyetler Birliği örneği yaşandı. Bu nedenle Batı, özellikle AB (Almanya ve Fransa) bir Rus hegemonyası olasılığından, tehlikesinden endişe ediyor, Rus’u kızdırmak da istemiyor, Çin karşıtı ABD stratejisini kuşkuyla karşılıyorlar. AB’nin Çin’le ticareti önemli.
Rusya’yı bekleyen olası tehlike
Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi, yeni bir Afganistan’a yol açabilir. Ukrayna 2014’te gafil, hazırlıksız yakalanmıştı. Daha önce Yeltsin‘e kanmış, en büyük kozu olan nükleer silah stokunu Rusya’ya geri vermişti. Ukrayna gelecek “sorunsuz” olacak, bundan sonrası kalıcı “barıştır” denilerek uyutulmuş. Ukrayna’ya ikinci bir Rus saldırısı olması durumunda, Ukrayna’ya silah ve lojistik destek sağlanır, ayrıca ABD ve Batı’dan Rusya’ya daha sert yaptırımlar gelir. Ukrayna artık sert ceviz, boyun eğdirmek kolay olmaz. Batı Ukraynalılar, tıpkı Polonyalılar gibi milliyetçi, cesur ve inatçı insanlar. Diasporaları harekete geçirmek tehlikeli bir iştir. Ruslar diasporalar kartını oynuyorlar. Bu politika, geçmişte Balkanlar’da ve Almanya’da denendi, sonucu kanlı ve çok kötü oldu. Rusya bunu biliyor ve işi zamana yaymak istiyor. Yine de Donbas (Donetsk ve Lugansk) bunun bir provası, alıştırması, 1857’de, Türkiye (Osmanlı) gündeme gelmeden önce, Ruslar Karadeniz kıyısı Çerkeslerini (Şapsığları) toplu olarak Donbas’a, Don Nehri Havzasına sürmek istemişlerdi.
Rusya 2014’te Ukrayna’dan Kırım’ı kopartarak barışçı birleşme olasılıklarını kendi yok etti. Eşit koşullarda bir birleşme şimdilerde çok daha zor. Ukraynalı Rus’a güvenmiyor. Rusya ve Ukrayna, ikisi de risk altında. Koşullar Ruslar açısından daha da zor. Batının Ukrayna’ya lojistik ve silah desteği vereceği kesin. Bu da Rus ekonomisine ağır bir darbe indirir, yıkım getirir, Rusya kümeden düşer. ABD, durumunu güçlendirmek için böyle bir şeyi isteyebilir.
ABD olası savaşı, dış kıtalarda yürüteceği için daha az zararla çıkar.
Bunu bildiği için Rusya, Amerikan blokundaki etkili Almanya ve Fransa ile ilişkileri germemeye, İngiltere’yi ve ortamı yumuşatmaya, karşı saflarda gedik açmaya ve kendine alan yaratmaya çalışıyor. Ama zor.
Beğenelim beğenmeyelim, Putin akıllı, yetenekli, deneyimli ve temkinli biri. Ama işi zor. Onu Büyük Petro (Deli Petro) ve II. Katerina’ya benzetenler var. Putin’in en önemli kozu Avrupa’ya (Almanya’ya) verdiği doğal gaz. Almanya bizim gibi Rus gazına bağımlı. ABD Rus gazına alternatif, başka gazlar öneriyor. Güneş enerjisi henüz yaygın değil.
Rusya; İran ve Çin’le dayanışma içinde, tabii şimdilik, Türkiye ile de ilişkileri kötü sayılmaz. Amerika bu dört ülkeyi zorluyor, Rus S-400’leri yüzünden Türkiye’ye savaş uçağı (F-35) ve yedek parça vermiyor, yaptırım uyguluyor.
Çin küresel bir güç, günden güne büyüyor ve dışa açılıyor, barışçı görünüyor, ama güven vermiyor, kuşku ve korku kaynağı. İran’sa gerici ve şeriatçı-dinci bir ülke, ama Putin’le dayanışma içinde, ABD ambargolarından yılmış ve kızgın. Pers İmparatorluğu günlerinden kalma bir devlet geleneği var, temkinli hareket ediyor.
Türkiye, NATO ve Amerikan blokunda. Ama Türk Başkan, dinci Erdoğan’ın Putin’le arası iyi. Erdoğan Kürtler konusunda kuşkucu, bu konuda ABD ve Putin’le arası hoş değil, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de de sorunları var. ABD Rum Kıbrıs’ı ve Yunanistan’ı kolluyor. Erdoğan, ABD’nin Suriye’de Kürtlere yüz (özerklik) vermesine karşı. Kürt sorunu, Türkiye’nin istediği gibi bastırılırsa (ki çok zor), Türkiye, bir ölçüde Amerikan baskılarından “kurtulacak ve rahatlayacak”, Avrupa Birliği kapıları açılacak ve yardım (para) alacak. Erdoğan bunu umuyor, ama gidici de görünüyor.
Erdoğan için Rus turist gelmesi ve Rusya’ya sebze-meyve satılması önemli. Petrol ve gaz parasını ödemede işe yarıyor. Daha önce Suriye’de bir Rus askeri uçağı vurulmuştu, durum, NATO engeli olmasa çok daha kötüye gidebilirdi; uçak düşürmenin bedeli ağır oldu. Domates ve narenciye üreticinin elinde kalmış, Rusya’nın kapıları Türklere ve Türk mallarına kapanmıştı.
Rusya’nın iç dünyası Putin’in güçlü kontrolü altında. Rusya Müslümanları da merkezi yönetim, Putin yanlısı, ondan memnunlar, Putin döneminde satın alma güçleri arttı. Rus Merkez Bankası Başkanı Putin yandaşı bir Tatar Hanım. Bizim Kuzey Kafkasya yöreleri desen öyle, Putin’in Birleşik Rusya partisine oy yağdırıyorlar. Onlardan karşı oy beklenmemeli.
Şimdi karşılıklı mevziler kazılmış, yığınaklar yapılmış, kartlar karılmış, görüşme ve salvo trafiği ile yetiniliyor.
Dileyelim, soruna akılcı ve barışçı bir yaklaşım yolu bulunsun.
Not: Makale Rusya’nın Ukrayna’ya saldırdığı 24 Şubat 2022 tarihinden önce yazılmıştır.