Site icon MEFENEF

Nartlar: Adıge Yiğitlik Destanı – 7

Nartlar: Adıge Yiğitlik Destanı - 7

Nartlar destanının gövdesini oluşturan bölümlerde karşılaşılan kişilerin adları Adıgecedir. Bu adları içeren çok sayıdaki şarkı ve türküyü Adıgelerin oluşturduğu, kuşkuya yer bırakmayacak denli doğrudur.

  1. PETEREZ

Adıge Nart destanındaki en korkusuz kişidir Nart Peterez. Peterez’in doğuşunu ve yaşamını anlatan şarkılardan birinde söylendiğine göre, Peterez daha ana karnındayken, babası öldürülmüştü. Bunun üzerine yaşlı Nartlar Peterez için şu şarkıyı bestelediler:

“Kız çocuğu olarak doğarsa bu bebek

Dikiş sepetini hazırlar, ona göre yetiştiririz.

Güçlü ve yürekli bir erkek bebek olarak doğacak olursa eğer,

Geçilmez gür bir kamışlığa bırakır,

Azgın bir göle, denize atarız, dediler.

Peterez’i erkek yarattı Tanrı

Gür, geçilmez bir kamışlığa

Azgın bir bataklık göle attılar Peterez’i.

“Bu göl beşiğimdir benim” diyordu Peterez.

“Göl köpükleri de gömleğim, yorganımdır” diyordu Peterez.

(Biĺevsten Łıpıy’dan – Билъэустэн лlыпый – 15. 06. 1934’te yazan Yevtıkh Asker – Еутых Аcкэр, ”Ĥımışeko Peterez” türküsünden) (67).

Peterez’in kundağı, “kamışla kaplı bataklıkta” (къамыланэу шъхаьмыгъазэ) böyle sallanıp dururken, şiddetli bir fırtına, bir “batı rüzgârı esti” (хыжьы – yашъо) ve beşik sürüklendi, sonunda da koyun çobanları tarafından bulundu ve bebeğe “Peterez” (Düzgün burunlu) adı verildi.

Adıgelerde el-ayak ve yüz-burun biçimlerine göre verilmiş ad sayısı çoktur. Örneğin “pak” (kısa ve kalkık burunlu), “nak” (kısık bakışlı), “uş”(çarpık suratlı; şaşı) gibi. Böylesine bir anlayışla çobanlar çocuğa “Peterez” adını koymuş olmalılar.

Sözcüğü parçalarına ayırıp anlamını çıkarmaya çalışalım. Sözcük iki parçaya ayrılmaktadır:

Pe– Burun.

Terez – Düzgün, doğru.

Böylece “Peterez”in karşılığı olarak, Adıgece “Düzgün burunlu” – “Doğru burunlu”, mecazi olarak da “adil” kişi, “doğru yolu gösteren, öncü kişi, lider” gibi anlamlar elde edilmektedir.

Adıge dil içi kuralına göre, Adıge toplulukları (lehçeleri) arasında, sözcüklerde “P”nin “B”ye dönüştüğü durumlara çok rastlanır. Örneğin, K’akhe (Qахэ/KIахэ) Adıgelerinin (*) “P” sesi, Adıgecenin doğu kolu lehçelerinde konuşan Kabardeyler tarafından “B” olarak söylenebiliyor:

  1. a) Péğembar – béğembar (peygamber).
  2. b) Pıyı – biy (düşman).
  3. c) Peterburg – Bıtırbıf (St. Petersburg).

Bundan başka Prof. G. V. Rogava’nın saptamasına göre, yarım dudaksı ünsüzler olan “P” ve “T” ünsüzleri, Kabardeycede sert dudaksı ünsüzler olan “B” ve “D”ye dönüşmektedir (pıte – bıde) (katı, sert). “Böylece Adıgece pıte, Kabardey lehçesinde bıde biçimine dönüşüyor” (68), diye yazıyor, Adıgece üzerine yıllardan beri çalışan bu bilim insanı.

Ortaya çıkan gerçek, “P”nin “B”ye dönüşmesi kuralına uygun olarak, K’ahe Adıgelerinin söylediği “Peterez”sözcüğünün Kabardeycede “Beterez”e dönüştüğü görülür. Daha başka bir anlatımla -bunun gibi, “analoji kaynaklı (buna benzeyen) değişiklikler olabilmektedir” (V. Pizani. Etimologiya, Moskva, 1956, s. 88).

Böylece Peterez adının çok eskilerden beri Adıgeler tarafından konulduğunu ve içerdiği anlamı da öğrenmiş oluyoruz.

“Peterez”in katettiği yolu ve koordinatlarını incelediğimizde, “Peterez” adının, K’ahe Adıgelerinden çıkıp Karadeniz kıyısında komşumuz olan Abhazlara geçtiğini (yayıldığını), Abhazların da K’aheler gibi “Peterez” adını kullandıklarını görüyoruz (Ancak T ile R’yi bir araya getirerek- “Patraz” demektedirler); öte yandan doğudaki Adıge-Kabardeylere komşu olan ya da onlarla bir arada yaşayan halk toplulukları, bu arada Osetler de, Kabardey söyleyişine (telaffuzuna) uygun olarak “Batraz” (-dz) diyorlar.

  1. AŞEMEZ

Aşemez, babasının katili Ĺeguś -jaçe’yi (Leguç-jake/ Лъэгуц – жакlэ) öldüren kokusuz bir yiğit biçiminde Nart destanında yer alır. Nart Aşemez’e ilişkin anlatılar en çok Şapsığ ve Kabardeyler arasında bulunur.

Bu Nart adı yukarıda gösterdiğimiz Setenay, Savsırıko ve Şebatınıko’nun bulunduğu grupta yer alır, özellikle se (kılıç), şe (ok) ve aşe (silah) yansıtanlardandır. Sözcüğü bölümlerine ayırarak inceleyelim:

A – şe – mez.

a (Iэ) (el, ülke).

şe – şebzaş (ok).

mez –mezı (orman; mecazi: vahşi, sert).

Nart yiğidinin adı “Aşemez”, Adıgece olarak, “ağır silahlı”, “korkusuz silahlı” ve “yaman savaşçı” gibi anlamları yansıtmaktadır.

Bu ad üzerine daha geniş bilgi “Adıgskiy epos ‘Nartı’ i ego genezis” (Adıge Destanı Nartlar ve Kökeni) adlı kitabımızda bulunmaktadır (Bak. s. 203-204)

“NESREN”

Tabloda adı sunulan Nartlara Nesren-jake’yi de eklemek gerekir. Nesren, insanlara iyilik yapan, bu yüzden dağa zincirlenen, olup biteni gören, yaşlı ve ileri görüşlü bir Nart önderidir.

Bu Nart adının etimolojisi son derece ilginçtir. Eski tarihsel olaylar; Greklerin kültürel yönden Adıgelerle ilişki kurmuş olmaları, bunların iz ve görüntüleri, Nesren’e ait anlatılara da yansımıştır.

Dağa zincirlenen Nesren, Adıge destanındaki biçimiyle, Grek mitolojisindeki Kafkas Dağına zincirlenen Prometheus’un bir benzeri ve adeta “o aileden biri” görünümündedir.

Kötülük yapan kişilerin eski Adıgeler tarafından zincire vurulmakta olduğuna ilişkin anlatılar, masallarımızda da çoktur. Sözgelişi, “Yesemıko Yesĥot” (Есэмыкъо Есхъот) adlı Adıge masalına göre, yaşlı bir adamın kızlarını kaçıran Alreğu-Alğoceĵ (Алрэгъу-Алгъоджэжъ), işlediği suçlara karşılık, “yere çakılan yedi uzun kazığa (hakureĵıblće- хьaкъурэжъиблкlэ) bağlanarak zincirleniyor” (69). Aynı biçimde, Yınıĵ Ŝhabğo’nun (Иныжъ шъхьабгъо) oğlu, Peterez’in annesi İsp-guaşe’ye yaptığı kötülük karşılığı “yüz suç/günah” (pseқodiŝe-псэкlодишъэ) işlemiş sayılıyor ve Nartlar tarafından bir dağ yamacına zincirleniyor; Grek mitolojisinde tanrıların Tartar’a (Cehennem) attıkları, boynuna değin su içinde bulunmasına karşın bir damlacık olsun su içemeyen Tantalos (70) gibi, Nesren de suyu görüyor, ama erişemiyor ve içemiyor.

Adıgelerin Samğur (Самгъур) adını verdikleri büyük bir kartala ilişkin anlatıları da vardır. “Jivopisnaya Rossiya” adıyla 1901’de yayınlanan bir dergide (s. 77-80), yazar V. İ. Koçetov’un Samğur’a, yani iri kartala ilişkin Adıge öyküsü ile kartalın resmi de sunulmaktadır: “Binlerce yıldan beri canlı, yaşıyor, diye yazıyor yazar, kocaman, büyük bir yeşil kuştur Samğur. Bir gözüyle bütün bir geçmişi, diğer gözüyle de bütün bir geleceği görüyor”.

Kötülük yapanları, suç işleyenleri zincire vurma motifini işleyen Adıge anlatıları arasında “Akbeç’in Öyküsü” de (Akbeçı yıtxıd/Акъбэчы итхыд) vardır. Öyküye göre, Akbeç, “bir yolculuğu sırasında, ıssız bir yerde büyük bir beyaz taş evle karşılaşır. “Evde oturan biri var mı acaba, bir baksam” diyerek evin bahçesine girer, atını bahçedeki büyük bir elma ağacına bağlar ve evin içine girer. . . Evde kocaman bir devin dikenli bir zincire vurulduğunu ve zincirin demir çengellerle tavana askılandığını görür. Devin önünde yarım somun ekmek (71) vardır, ekmekten yediği kadarı kendiliğinden yerine gelmektedir” (72).

Yaşlı Nesren’e de, bu çok eski geleneğe göre davranıldığı, Nesren’e ilişkin Adıge türkü ve öykülerden anlaşılmaktadır. Nesren-jake (**) üzerine bestelenmiş türküleri, en özgün biçimiyle derlemeyi Kabardey Bilimsel Araştırma Enstitüsü başarmıştır. Buradaki Adıge türküsünde söylendiğine göre:

Başkanı var Nartların – Nesren-jaće (jake),

Vo – re – da,

Ufak-tefek biridir, ama yamandır Nesren-jaće,

Vo – re –da.

Nartlar gönenç (huzur) içinde bir toplumsal düzen sürdürürlerken, tanrılık iddiasındaki Paqo (ПакIо/öncü, önde giden), bu yaşam biçimine kızıyor, Nartlara saldırmaya ve “üstlerine dağları devirmeye” başlıyor, sonunda “Nartların ocağındaki ateşi de alıp gidiyor”. Nartlar ateşsiz ve umarsız bir duruma düşüyorlar. Böylesine durumlarda sorunlara çözüm bulan, aracı olan kişi de Nesren-jake idi. Nesren, Paqo’nun yanına gidiyor ve onu görüyor. Paqo bu acımasız davranışlarının nedenlerini bir bir Nesren- jake’ye sayıyor:

“Dön diyorum sana, dön, dinden saptınız siz insancıklar,

Vo – re – da,

İnançsız tutumlarınızla, kuşku uyandırıyorsunuz, tanrınız olan benim katımda,

Vo – re – da,

Sofralar kurduğunuzda, ayırmıyorsunuz payımı benim,

Vo – re da,

Her yıl dönümünde çağırmıyorsunuz tanrımız diyerek ağırlamaya beni, Vo – re – da!. . (73).

Ardından Paqo, insanlar için ateşi geri getirmeye giden Nesren- jake’yi yakalayıp Oşhamafe (Elbrus) doruğunda zincire vuruyor, başına da bekçi olarak koca kartalını dikiyor. Birçok yol deniyorlar Nartlar, ama Paqo ile başa çıkamıyorlar. Bu umarsızlık içinde, Ĥımışıko Peterez (Хъымыщыкъо Пэтэрэз), Nartlar için yola koyulur, önce Paqo’nun kartalını, ardından celladını (псэхэх) ve en sonunda da ejderhasını (blağo) öldürür, atı Karakuapṡe’nin (KъэрэкъуапцIэ) sırtında, Nesren-jaqe de yanında ve elinde meşale Nartların yanına döner.

Adıgelerin bu türküyü söylediği dönem, milattan çok öncesine, ateşi bulmanın ve onu canlı tutmanın insanlar katında çok önemli olduğu, “Ateşin sönmesin!” (Mэфlэхъу апщы!) deyiminin selam yerine kullanıldığı, gelin getirdiklerinde “Ocağın hep tütsün ve mutluluk içinde yaşa!” (Уимэш1уашъхьэ мыжъэхыжьэу, утхъэжьэу опсэу!) , “gelin odasına” da, “мэшlуапlэ” (ocak, ateş tüten yer) dendiği bir dönem olmalıdır. Başka bir biçimde söylemek gerekirse, Grek görüntülerinin henüz Kafkasya’ya ulaşmadığı bir dönemde ateşi getirme (çalma) ve insanları zincire vurma ya da dağa çıkarıp bağlama motiflerini yansıtan türkü ve öykülerin Adıgelerce oluşturulup söylenmiş olması gerekmektedir. Adıgeler, çok daha sonraları, MÖ 5-4’üncü yüzyıllarda yazısı bulunan Greklerle tanıştılar. Grekler de Adıge türkü ve öykülerinin süjelerini (kişilerini, kahramanlarını) yazıya geçirip onlara yeni sanatsal biçimler kazandırmış olmalılar.

İnsanların dağa zincirlenmesi olaylarını anlatan Kafkas söylencelerinin Kafkas Dağlılarının öz yaratısı olduğunu, bunların Greklerden alınma olmadığını söyleyen çok sayıda bilim adamı ve değişik yazar (V. F. Miller, A. T. Şorten, vb) vardır; Akakiy Tseretelli çok eski söylenceler olan Prometheus ve Yason-Medea’ya ilişkin olarak, “Onlar yöremizin çocuklarıdır, Kafkasya’da doğdular” demektedir. Adıge Nart destanındaki “Nesren”in etimolojisi de bu görüşü doğrular niteliktedir.

Nesren gibi, Grek mitolojisindeki Pometheus da (74) insanların iyiliği için uğraş veren ve bu yüzden dağa zincirlenen büyük bir insandır. Karl Marks, düşünce tarihinde, en çok çile ve ıstırap çeken kişinin Prometheus olduğunu söylemektedir (75) .

Nart Savsırıko’nun yınıj’dan (dev) ateşi çalması gibi, Prometheus da tanrılardan ateşi çalıp insanlara getirir. Anlatıya göre, bu yüzden Tanrılar Tanrısı Zeus tarafından (tıpkı Nesren’e yapıldığı gibi) dağa zincirlendi ve başına da ciğerini gagalayan bir kartal dikildi. Ĥımışıko Peterez’in Nesren’i özgürlüğüne kavuşturması gibi, Herakles de Prometheus’u özgürlüğüne kavuşturur .

Bütün bunlardan ayrı olarak, Aisklylos’un (Eşil) “Zincire Vurulmuş Prometheus” adlı oyununda, Prometheus’un zincire vurulduğu yer de belirtilmektedir:

“Meot suyu başında (76),

Yüksek kalede, Kafkasya’nın kapılarında,

Yaşayan Sarmat halkı,

Arey’in sevgilisi,

O korkunç ordu sever, sivri mızraklarını

Gürültülü şakırdatmayı (77).

Kolayca anlaşılabileceği gibi, Prometheus’un zincire vurulduğu yer, Adıge Hı Mıvte (Xı Mıvţe /Meot Denizi/ Azak Denizi) yakınındaki Kafkasya’dır.

Yani, sözünü ettiğimiz eski Adıge türkü ve öykülerinin motifleri ile Grek mitolojisindeki Prometheus’a ilişkin öyküdeki motifler benzeşmekte ve örtüşmektedir; olayların geçtiği yer, her ikisinde de – yani, Nesren ve Prometheus’un zincire vuruldukları yer – Kafkas Dağlarıdır.

Grek adı “Prometheus” ya da “Prometey” sözcüklerinin Grekçe anlamı da “ilk gören”, “ilk bilen”, “ilkin yüreğiyle erişen, yetişen”, “uzağı gören”, “geleceği gören” demektir (78).

Direkt söylemek gerekirse, Adıge “Nesren”i ile Grek “Prometheus”u, anlam yönünden birbirine uzak değildir.

Bütün bu olguların, akla uygun olacak biçimde kanıtladığı şey, en eski dönemlerden beri Adıgelerin Nart destanında ve diğer değişik Adıge öykülerinde tanrıya karşı gelme, tanrıyı dinlememe, tanrıyla mücadele etme, insanı yere ya da dağa zincirleme motifleri varken, Gürcülerin Amiran ve Abhazların Abrskil’i ünlüyken, yani Milattan önceki yüzyıllarda, Grekler Adıge, Gürcü ve Abhazlarla ilişkiler kurdular ve birbirlerinin ülkelerine gidip gelmeye başladılar. Sözünü ettiğimiz bu eski motifleri ve onlarla birlikte Greklerin, Mıvţe (Meot) – Adıge özelliklerini Kafkasya’dan taşıdıkları ve onları kendi yazdıkları ürünlere kattıkları anlaşılmaktadır. Bu düzlemde “Nesren”- “Prometheus” örneğinin Kafkasya’dan alındığını kabul etmemiz ve Adıge Nesren’inin Grek Prometheus’undan daha yaşlı olduğunu söylememiz yerinde olacaktır.

Nart destanının Kafkasya kökenli olmadığını ve hiçbir Kafkasyalı topluluğa ait bulunmadığını, bu destanın eski dönemlerde Kafkasya’ya dışarıdan getirilmiş olduğunu öne süren görüşlerin gerçeği yansıtmadığı düşüncesindeyiz. En başta, “Nartlar” destanının gövdesini oluşturan bölümlerde karşılaşılan kişilerin adları Adıgecedir. Bu adları içeren çok sayıdaki şarkı ve türküyü Adıgelerin oluşturduğu, kuşkuya yer bırakmayacak denli doğrudur. Çünkü Kafkasya dışında, dünyada, Adıgelerin kendileri dışında, Adıgece konuşan, Adıgece şarkı, türkü, öykü ve vecizeleri söyleyecek bir başka halk daha yoktur. Yani, Nartlara ilişkin Adıge şarkıları, öyküleri ve özlü sözleri (guşıeĵ şerıvexer) – bütün bunlardan oluşan Nart yiğitlik destanı – ve bütün bunların hepsi Adıgelerin yarattığı büyük bir sözlü anıt durumundadır. Destan, önceleri, yani ilk oluşumu döneminde, belki birkaç şarkıdan oluşuyordu, ama bu şarkılar üreyerek yeni öbekler oluşturdular ve çoğaldılar, sonunda da, giderek, büyük bir topluluklar birliği düzeyine ulaştılar.

Bu duruma ve daha yukarılarda değindiğimiz sorunlara dayalı olarak, şunu söyleyebiliriz: Çok sayıda Kafkas halkı tarafından anlatılan (söylenen) yiğitlik destanı “Nartlar”ın çekirdeği (özü) Adıge çıkışlı ve Kafkasya kökenlidir.

Sonuç olarak, “Nartlar” adını taşıyan bu giriş bölümünde, Nart söylencelerine ilişkin birkaç sorunu belirlemiş ve açıklamış bulunuyoruz.

Birincisi. Adıge Yiğitlik Destanı “Nartlar” çok eski yüzyıllardan bu yana Adıge ulusunun (лъэпкъ) varolan yaşam biçimini, toplumsal ilişkilerini, algılama yeteneğini, özlem, düşünce ve kaygılarını yansıtmaktadır.

İkincisi. Anlamlarını açıkladığımız birkaç Nart adı ile “Nart” deyiminin kendisi de Adıgelerce verilmiş adlardır, bu kişi adları arasında geleneksel bir kurala dayalı sıkı bir iç bağ vardır. Nartlara ilişkin şarkılar (vered), türküler (pşınaĺ) ve öyküler (ĥiŝe) – tüm Adıge topluluklarınca yaratılmış ve yaşatılmış olan – bu Nart kahramanlık destanını oluşturmaktadır.

Üçüncüsü. Tarihsel, arkeolojik, toponomik ve dilbilimsel olguların kanıtladığına göre, Nart destanının özü (çekirdeği) Adıgelerden çıkıp ötekilere doğru yayılmıştır ya da başka bir anlatımla, bugünkü ünlü Kafkas Nart destanı sağlam bir Adıge kuruluşunu yansıtmaktadır.

Dördüncüsü. Nart söylentileri (lорlуатэ) bütün Kafkas halklarında bulunmaktadır. Bu nedenle Nart yiğitlik destanına “Kafkas Destanı” da denilmeye başlanmıştır.

Nartlara ilişkin metinler üzerinde çalışırken, buralarda gördüğümüz ve saptadığımız şeyleri “Yiğitlik Destanı ‘Nartlar’ ve Kökeni” (79) adıyla bir kitap halinde Rusça yazılmış bir monografi biçiminde yayımladık.

Söz konusu Nart adlarına ve Adıge destanının tümüne ilişkin öne sürdüğümüz bu görüşlere katılmayanlar da çıkabilir. Ancak hiçbir görüşün yadsıyamayacağı bir gerçek de vardır, o da, Adıgelerin kendi dillerinde söyledikleri büyük bir yiğitlik destanlarının bulunduğu gerçeğidir. Üzerinde durulması, öğrenilmesi ve öğretilmesi gereken asıl şey de, budur.

Daha eski dönemlerde yazıya geçirilemeyen ve Adıge halkına ait olan bu destan, yüzyılları aşarak ve kuşaktan kuşağa aktarılarak, sözlü anlatım biçiminde günümüze erişmeyi başardı. 20’nci yüzyıla ulaşabilen eldeki Nart destanı parçalarına, bizim 1946-1968 yılları boyunca derlediklerimizi de katarak, yedi cilt oluşturduk ve bunları ilk kez yayımlıyoruz (80).

Adıge Yiğitlik Destanı “Nartlar”, Kafkasya’nın çok eski dedelerinin yüzyıllar boyunca yaratmış olduğu büyük bir ortak kültürel zenginlik kaynağıdır. Bu nedenle yayınladığımız bu destan parçalarının zevkle okunacağını umuyoruz.

 

67) ANİİ yıarxiw, f-1, Nartxer, t. I.

68) G. V. Rogava. K voprosu o strukture imennix osnov i kategoriyax grammatiçeskix klassov adıgskix (çerkesskix) yazıkax, Tbilisi, 1956, s. 24-25.

69) Bak. ”Adıgeyskie skazki”, Maykop, 1952, s. 147.

70) Bak. Muki tanatala, ”Krılatie slova”, ”GİXL”, M. , 1955, s. 342.

71) Mı txıdeuatem “halığu” yeo, nahıbeme kızeraorer “Ṕaste” ye “Ṕeste bzığ”. Aş fedev yışxırer kızexeĥojev Yınıĵ Ŝhabğom yıpaŝhe yıĺır “Ṕeste bzığ” (Bu öykü anlatıcısı “ekmek” diyor, ama çoğunlukla “mamırsa, kaçamak” ya da “mamırsa dilimi” deniyor. Yınıĵ Şhabğo’nun önünde bulunansa “mamırsa dilimi”dir.

72) Adıge txıdeĵxemre pşısexemre, Mıykuape, 1940, s. 133-134.

73) ANİİ yifond, No. 1, ”Narxer”, tom. IV, Peterez yitsikl.

74) Tiere yıpeće ya VI łešeğum grek dramaturg-tragikev Esxil “Prometey prikovanniy” yıov trilogiye ṡerıo yıtxığ (M Ö 6’ncı yüzyılda yaşayan ünlü Grek dram-trajedi yazarı Aisklylos (Eşil) “Zincire Vurulmuş Prometheus” adlı oyununu (triloji) yazmıştır).

75) K. Marks, F. Engels. Soç. t. I, s. 26.

76) ”Meotskie vodı “ ye “more – Xı Mıvţer, Azowıxır. Aş yınepkxem aćeĺırısxev, adıgeme yapesere psevṕeştığeme aşış. Mı xım ćeĺırıs adıge ĺepkıĵme “mıvţexer “ araoştığe, adre – xım (ade şıe xım – Xı Řıṡem [Karadeniz] ćeĺırısxeme) “dexxer” araoştığen faye, – mış “adexi”, ”adıgi” tıraućıjığeşt (“Meot suyu” ya da “denizi” – Xı Mıvţe, yani Azak Denizidir. Bu denizin kıyıları eski Adıgelerin yerleşim yerlerinden idi. Bu deniz kıyısında yaşayan Adıgelere “Mıvţeler” (Meotlar) deniyordu, öte yandaki deniz (yani Karadeniz) kıyısındakilere de “Dekh’ler” denilmesi gerekir, – bu deyimden “Adekh’” ve “ Adıg” (Adıge) adları türemiş olmalıdır.

77) Tsit. zeretcv. :Vs. Miller. ”Kavkazskie predaniya o velikanax, prikovannıx k goram, j. Ministerstva narodnogo prosveşeniya, M. , 1883, No. 225.

78) Bak. Xrestomatiya po antiçnoy literature, M. , 1947, s. 610. Burada şöyle yazılıdır: “Prometey” – po gre- çeksi oboznaçaet “providets”, ”prozorlivets”.

79) A. M. Gadagatl. Geroiçeskiy epos “Nartı” i ego genezis, Krasnodar, 1967, s. 424. Eleştiriler: 1) D. G. Kestan. Nartlara ilişkin kitap. “Sotsialistiçeske Adıgey”, Maykop, 23. 06. 1967; 2)Prof. İ. V. Megrelidze. Tsennıy vklad v nartovedenie, ”Adıgeyskaya Pravda” gazetesi, Maykop, 03. 09. 1967; 3) A. M. Hanfen. Gurur duyulacak önemli bir çalışma.“Lenin nur” gazetesi, Çerkessk, 11. 11. 1967, UZ ANİİ, tomVII, Maykop, 1968, s. 139-149; 4) Ceğupe Cambolet. Değerli büyük bir çalışma. ”Sotsialistiçeske Adıgey” gazetesi, Maykop, 14. 11. 1967; 5)APN (Agentsvo Peçati Novosti). Monografiya ob epose “Nartı” , ”çernomorskaya zdravnitsa”, Soçi, 17. 01. 1968;6) Vladimir Vladimirtsev. Monografiya ob epose “Nartı”, al’m. ”Kuban”, 8, Kras- nodar, 1968, s. 109-110; 7) Prof. F. Begiaşvili. Nartxer, jurn. ”Uaŝhemaxue”, 4, Nalşık, 1968, s. 59-61.

80) Adıge destanını ele alan çalışmalar: 1) Қereşe Tembot. Nartme yatxıdeĵxer, ” Adıge veredıĵxer”, Mıyekuape, 1940, s. 12-14; 2) Қışoko Alim (Кlыщокъуэ Алим). ”Nart ĥıbarxer”, Nalşık, 1945, s. 3-7; 3) Kestan D. G. Nartme yaepos, ”Adıge literature uçebnik”, Mıyekuape, 1958, s. 42-60; 4) Tevnov Haçim. Literatura i pisateli Kabardı, Nalçik, 1965, s. 2-40; 5) Şorten Askerbiy. Nart orıuatexer, ”Keberdey literature”, xrestomatie, Nalşık, 1960, s. 3-16; 6) Bekizova L. A. Çerkesskaya sovetskaya literatura, Çerkessk, 1964; 7) Dumézil Georgiy. Nartxem yahıłeğe ĥiŝexer, Parij, 1930 ( Fransızca)

(*) – K’ahe (Qaxe/КIахэ) Adıgeleri, Batıdaki  ovada (Kubanda) ve Karadeniz kıyılarında yaşayan Adıgeler. Bu Adıgeler, Besleneyler dışında, Adıgecenin batı lehçelerinde konuşurlar. Doğu (Ŝhağ) lehçelerini de Kabardeyler ile batıda (K’ahe) yaşayan Besleneyler konuşur.

(**) – Nesren-jake’deki “k'” sesi yazı dilinde “ć” olarak okunur.

Güncellenmiştir.21.01.2021

Exit mobile version