Büyük Şair Hatko Ahmed: Döneminin Büyük Bir İnsanı

Büyük Şair Hatko Ahmed: Döneminin Büyük Bir İnsanı
Hatko Ahmed genç Adıge ulusal edebiyatının doğuş ve başlangıç sürecinin önemli bir şair, yazar ve toplum insanıydı.
Hatko Ahmed’in yazıları 1923 yılı ile birlikte yayımlanmaya başladı. Bu yazılarda doğmakta olan yeni yaşamın getirileri ve özlemleri dile getiriliyordu. Yapıtlarındaki düşünce ve mesajlar güncel sorunları yansıtıyordu, yine güncelliklerini yitirmiş sayılmazlar. Ulusu için duyduğu kaygı ve sevgi, ulusunu uyandırma ve yeni yaşamın gereksinmelerini kavratma – bütün bunlar genç şairin özlemlerindendi. Bunun için gecesini gündüzüne katıyor, gücü ve bilinci yettiğince Adıgeler için adil bir gelecek umuduyla didinip duruyordu.
Hatko Ahmed 24 Ekim 1901’de Şevgen rayonunun Hatığujıkuaye köyünde doğdu. 1910 – 1912 yılları boyunca özel bir okulda okudu, ardından şimdiki Başkurtya’nın Ufa kentindeki bir medresede (dini okulda) ve Stavropol Batalpaşinsk stanitsasındaki (şimdi Çerkessk kenti) iki yıllık bir öğretmen okulunda okudu.
Sovyet iktidarı kurulunca Adıge köylerinde de okullar açıldı. Hatko Ahmed Tevçoj rayonundaki Ğobekuaye köyüne öğretmen olarak atandı. Orada Adıge halk ozanı Tevçoj Śığo ile tanıştı ve şiir tekniğini daha yakından kavradı; zeki yaşlı ile eğitimli genç birbirlerine yardımcı oluyor, yaratıcı yanları güçleniyor ve gelişiyordu. 1923 yılında yayımlanmaya başlanan “Adıge mak” gazetesinde Hatko Ahmed’in ilk şiirleri yayımlanmaya başladı. İlk yayımlanmış olan Adıgece şiirler bunlardır. Gazetenin kendi de gençti, ilk sayısı 8 Mart 1923’te yayımlanmıştı.
Hatko Ahmed 1923 – 1926 yılları arasında Moskova’daki Doğu Ulusları Komünist Üniversitesi’nde okudu. Üniversiteyi bitirdikten sonra Adıgey’e döndü ve “Adıgeyskaya jizn” (Adıge Yaşamı) gazetesinde editör yardımcısı oldu. Ayrıca Adıge Pedagoji Koleji müdürü, Adıge Devlet Basımevi editörü ve Adıge Özerk Bölgesi yürütme komitesi ulusal eğitim bölümü görevlisi olarak çalıştı.
1934 yılından başlayarak, ölümüne değin Hatko Ahmed Adıge Yazarlar Örgütü’nün sorumlu sekreteri idi.
Hatko Ahmed 1934 yılından beri Sovyetler Birliği Yazarlar Birliği üyesiydi.
Şairin yaşamı kısa oldu, ama kısa ömrünü güçlü düşünce ürünleriyle doldurdu: Çok sayıda ilginç yapıtlar yazdı, bugün için bu ürünler daha da değerli bir hale geldiler. Değişik kitaplar biçiminde “Mülk Kurbanı” (Былым фэкIод) adlı öykü kitabı, temsil bölümleri bulunan “Yeni Olan” (КIэр) adlı kitap izledi (ölümünden sonra yayımlandı), şiir ve şarkılar bulunan “Pşınaĺ” (Melodi) kitabı, şiir ve şarkı kitabı “Saat” (Часовой), seçilmiş yazılarının yer aldığı “İnsanoğlu Yaşasın” (ЦIыфыр щэрэI) ve “Şiirler” (Стиххэр). 1938’de Rostov’da yapıtlarının yer aldığı Rusça bir kitabı – ölümünden sonra – yayımlandı.
Hatko Ahmed’in yazılarının hepsinde şairin adalet içerikli kalp atışları duyulabiliyor; insanın insana değer verdiği, karşılıklı saygı anlayışının güçlendiği bir geleceğe çağrıda bulunuyor. Adıgelerin mutlu ve köklü bir ulus olmaları, güzel Adıge geleneklerini özgür bir biçimde yaşamaları ve her yönden örnek alınan bir toplum olmalarını istiyordu. Şair eğitimin her toplum için başta gelen, gerekli bir ruhsal gıda olduğunu, iki yıllık öğretmenlik döneminden deneyimli olarak çok iyi biliyor ve cehaletin yok edilmesi için var gücüyle çalışıyordu. Tevçoj Śığo’nun söylediklerini yazıya, edebiyat diline aktarmaya büyük bir önem verdi ve güçlü zekaları ve yetenekleri bu iki kişiyi birbirine yakınlaştırdı, Śığo ile Ahmed birbirine destek oldu, her ikisinin katkıları ile genç Adıge edebiyatı ve Adıge ulusu büyük bir adım attı.
Sadece “Mülk Kurbanı” (Былым фэкIод) adlı öykü bile, çok şeyi gözler önüne seriyor ve düşündürüyor: Mülk – çiğ gibi eriyebilir, ama eriyip yok olmayacak olan şey, insanı insan yapan, ulusu ulus olarak kurtaracak ve koruyacak olan değerlerdir, insanın aklı, bilgeliğidir, şair yapıtlarında bunun altını çiziyor.
Aynı biçimde ve yüksek sesle seslendi: “İnsanoğlu yaşasın, yaşaması bir mutluluktur!” (ЦIыфыр щэрэI, щыIэмэ хъяр!). İnsan olmanın, insanlığı esas almanın, birbirini anlama ve sevmenin insanı ve ulusu koruyacağını, daha gençlik günlerinden derinlemesine kavramıştı, – kendi Adıge halkı yiğit ve büyük bir ulus iken, Adıgelerin savaşlar sonucu ufalandığını, minik bir topluluk durumuna düştüklerini biliyor, tüm enerjisi ile ulusuna yararlı olmak için çabalıyor, eğitimin Adıgeler için su ve ışık (güneş) kadar gerekli ve yaşamsal bir kaynak olduğunun bilincindeydi. Hatko Ahmed Adıgelerin yeniden doğuşunu, yeniden gelişmelerini ve yeniden yaşama sağlam adım atmalarını istiyordu (*). Şairin bu isteğini, Adıge ulusu, bir cumhuriyet kurarak güzel ve özenli bir biçimde yerine getirdi. Bu barışçı ruhun büyük ülkemiz Rusya’da, Adıgey’de ve her bir yöremizde gölgelenmemesi, daima egemen olması için yakarıyoruz. Hako Ahmed’in çağrısı ve özlemi de buydu.
Şairin yaşama veda etmesinden, 36 yıllık kısa bir yaşamdan sonra, onun yaratıcı yanını ve yaşamını “kara gölgelerin” kapladığı ve adının yasaklandığı dönemler de yaşandı. 20 yıllık bir sansürlü dönem yaşadık, ardından hiçbir kusuru ve suçu olmayan Hatko Ahmed aklandı, adı temize çıktı. 1981 yılında, doğumunun 80. yılında, Adıge Devlet Basımevi yapıtlarından seçmelerin yer aldığı bir ciltlik bir kitabı “Uzat Elini” (Къаштэ пIапэ) diyerek Adıgece, “Bana Yardım Et” (Дай руку) diyerek de Rusça olarak yayımladı. Şairin doğumunun 100. yılında, 2001 yılında şiirsel yapıtlarının yer aldığı “İnsanoğlu Yaşasın” (ЦIыфыр щэрэI) adlı bir kitap yayımlandı.
Hatko Ahmed ilginç ve başarılı bir çevirmendi, A. S. Puşkin’in şiirlerini ve “Kafkasya Esiri”, “Çingeneler” ve “Poltava” başlıklı şiirsel öykülerini ve başka yapıtlarını Adıgeceye çevirmiştir. Bunlar Adıgenatsizdat (Адыгнациздат) tarafından 1937 yılında yayımlanmışlardır.
Hatko Ahmed Adıge ulusal şiirinin ilk temelini atan şairdir, bu gerçeği bilerek onun sanatçı yaratıcılığını korumamız, gerekli değeri ona vermemiz ve adını yaşatmamız görevimizdir.
Mamırıko Nuriyet.
(*) – 1920’lerde ya da 30’larda yazılmış bir tarih kitabında, lise öğrencisi iken, Çerkes Ethem’i ele alan ve Çerkeslere değinen bir kitapta şu mealde bir bölüm okumuştum: “Kafkasya’daki Çerkeslerin sayıları 50 bindir, edebiyatları en geri olanıdır. Bizdeki Çerkesler bize düşmandır, ama Kafkasya’daki Çerkesler bizleri, Türkleri çok severler…” Burada kastedilenler Adıgey Çerkesleri idi. Çünkü o sıralar Kabartaylar Adıgeylilerden iki üç kat daha fazla idiler, şimdi dört beş kat daha fazlalar – hcy
Tüm ifadeler:

Fahri Huvaj, Recep Şeref ve 19 diğer kişi

Yorum Yap