Çerkes Soykırımı ve Vakfı Üzerine
“Özgür Çerkes” sitesi yazarı Murat Özden (Habraço) 21.02.2022 günlü yazısında “Çerkes Soykırımı” konusunu tanıtma ve dış destek sağlama amaçlı bir vakıf kurulması gerektiğini savunuyor. Yazıdan bazı alıntılar sunarak eleştirimizi vermek istiyoruz:
“Dünyada soykırıma uğramış bütün halklar, soykırım araştırma enstitüleri oluşturmuşlar ve bilim dünyasının sorunlarına ilgi duymasını sağlamışlardır”.
“Çerkeslerin de “Çerkes Soykırımını ve Sürgününü Araştırma Enstitüsü Vakfı”nı kurmaktan başka çareleri yoktur. Siyasi bir mesele olan Çerkes davası ve siyasallaşma sürecinin de soykırım üzerinden yürütülmesi gerekmektedir”.
“Yapmamız gereken Çerkes Soykırım Enstitüsü’nü inşa edip, Çerkes Soykırımı, sürgünü tarihi konularını araştıracak doktora, yüksek lisans ve doçentlik bursları vererek bilim dünyasının meselemize ilgisini sağlamak ve kendi bilim insanlarımızı yetiştirmektir”.
“2014 yılında Çerkes-FED’in Çerkes Soykırımı ile ilgili açtığı ödüllü karikatür yarışmasına dünyanın 62 ülkesinden 168 karikatür sanatçısı eserleriyle katılmıştı. Akademi dünyasına kuracağımız vakfın da duyuracağı Doktora burslarına da yüzlerce başvurunun olacağını biliyoruz”.
“Maltepe Çerkes Derneği ve Maksıme Kültür Merkezi olarak Federasyonumuzun da desteği ile bir doktora bursu gecesi düzenlemeye karar verdik. 20 Mart 2022 akşamı Maltepe Belediyesi Zümrütevler Seyir Terası Tesisleri’nde yemekli bir gece düzenleyeceğiz”.
***
Sayın Murat Özden özetle böyle diyor. Başarılı olmalarını elbette dileriz. Başarı için sorunu iyi bilmek ve tanıtmak gerekmez mi? Alıntılardan Sayın Özden’in sorunu tam olarak bilmediği anlaşılıyor ki, şöyle diyor: “Çerkes Soykırımı, sürgünü konusunu araştıracak bilim insanları yetiştirmeyi amaçlıyoruz” diyor özetle.
Büyük bir portre çiziliyor. Bir derneğin ya da dernekler federasyonunun bu işe gücü yeter mi?
Bilim insanları yok mudur? Çerkeslerin Adıge Cumhuriyeti (AC) adlı federe bir devletleri, Karaçay-Çerkes (KÇC) ve Kabardey-Balkar (KBC) adlı çok uluslu iki cumhuriyette de resmi temsiliyetleri var. Sayın yazara sormak gerekir bu üç cumhuriyet ne zaman ya da tarihlerde Rusya tarafından istila ve ilhak edildi? Bunu incelemişler midir?
Soykırım toprağı biliniyor mu?
Bu üç Kafkas toprağı (AC, KÇC, KBC) soykırım ve “sürgün” toprağı mıdır? Rusların bu üç yöre sınırları içindeki Çerkeslere (Adıgelere) ilişkin toprağından toptan çıkarma gibi bir kararı var mıdır?..
Var olan nedir? Şudur: Şimdiki bu üç cumhuriyetten AC ve KÇC topraklarını da içeren Kuban oblastındaki Dağlılar (sadece Adıgeler ve Abazinler) dağlardan indirilip düze yerleştiriliyor, bunu kabul etmeyenlere de Türkiye’ye göç etme alternatifi (izni) sunuluyor, Türkiye’nin Çerkesleri iskanlı göçmen olarak kabul edeceği bildiriliyordu. Türkiye’ye göç etmek isteyenler mallarını satıyor ya da devletten tazminat alıyorlardı.
Bu oluşuma soykırım ve sürgün olayı diyebilir miyiz?..
Asıl soykırım
Soykırım suçu, bu üç cumhuriyetin dışında, şimdiki Adıge Cumhuriyeti ile Karadeniz arasındaki ve Karadeniz kıyısındaki Çerkeslere yönelik olarak işlenmiştir (1864).
Sözünü ettiğimiz bu üç yer – Adıgey, Karaçay-Çerkes ve Kabardey-Balkar toprakları, 1859 yılı ve öncesinden beri Rus yönetimi altındaydı. 10 Mayıs 1862 tarihli Rus “göç ettirme kararnamesi”, o üç yöre Adıge ve Abazinlerine yönelik değildi. Diğerleri, daha doğudaki – Kabardey Adıgeleri, Karaçay ve Balkarlar için dağlardan düze indirme kararları yoktu. Yerlerinde ve dağlarında kaldılar. Oset, İnguş, Çeçen ve Dağıstanlılar da dağlarında kaldılar. Onların dağ köyleri hala ayakta. Ama Adıgey’de tek bir Adıge dağ köyü yoktur. Niye? Nedeni araştırılmış mıdır? Sayın Özden ne der?.. Bunu biliyor muyuz?..
Soykırım olayı incelenmeli
Soykırım ve ülkesinden çıkarılma (deportasyon) olayları elbette incelenmeli ve tanıtılmalıdır. Rus arşivlerine giriş engeli gibi nedenlerle geniş ve objektif değerlendirmeler yapılamadığını biliyoruz. Yine de bu üç cumhuriyetin, Rusya’nın ve dış ülkelerin bilim enstitüleri, bilim insanları araştırmalar yapıyor ve yayımlıyorlar. Örneğin Dr. Walter Richmond’un “Çerkes Soykırımı” kitabı sanırım en son ve en kapsamlı çalışma.
Soykırımı tanıtmakla da iş bitmiyor? Soykırımı kabul ettirme, beraberinde bir yaptırım getiriyor mu? Soykırım ve sürgün birer cezai uygulama, Uluslararası hukukun bir konusu. Soykırım, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri Uluslararası bir suç. Soykırım suçu, suçu işleyen devletlerce kabul edilmediği sürece, özellikle de 1945 yılı, İkinci Dünya Savaşı öncesinin suçları Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yargılama konusu olmuyor, yargı alanına girmiyor. Örneğin, Ruslar 1783 Nogay ve 1864 Çerkes soykırımını, vd, Türkler de 1915 Ermeni soykırımını, vd kabul etmiyorlar.
Karadeniz kıyısının eski Çerkeslerine karşı ise, sürgün değil, daha ağırı olan toprağından topluca kovulma olayı uygulanmıştı. Ruslar 1857’de ele aldıkları gibi, Şapsığları, Vıbıhları, Natuhayları ve diğer Karadeniz kıyısı Çerkeslerini şimdiki Donbass’a (Don Nehri Havzasına) sürmüş olsalardı, olay sürgün olacak, sürülenlerin her türlü nakil, yerleştirme ve üretime geçirme süreçlerinin masrafları Rusya’nın üzerinde kalacaktı. Osmanlı Devleti bu nüfusa talip oldu ve Rusları ağır bir maddi yükten kurtardı. Demek istediğim tarih yazmak için ayrıntıları da bilmek gerekiyor. Aksi takdirde parçalar bir araya getirilemez, yerli yerine oturtulamaz.
Soykırımın, soykırımı işleyen ülke tarafından tanınması önem taşır. Demokratik ülkeler tarihleri ile yüzleşmeye ve işledikleri soykırım suçlarını kabul etmeye başladılar: Almanya, Kanada, vb. ülkeler, İkinci Dünya Savaşı öncesinde, 19 ve 20. yüzyıllarda işlenen soykırım suçlarının bir kısmı ile yüzleştiler ve özür dilediler. Tazminat da ödediler.
Ama Rusya ve Türkiye gibi otoriter ve baskıcı ülkeler henüz tarihleri ile yüzleşmeye yanaşmıyorlar. Yanaşmadıkları sürece de soykırım sorunu askıda (havada) kalıyor. ABD ve birçok ülke Ermeni soykırımını kabul etti, ama Türkiye kabul etmediği, ayrıca İkinci Dünya Savaşı öncesinde işlendiği için maddi bir yaptırım gücü yok. Çerkes soykırımı da öyle – 1864. Demek ki, soykırımı kabul ettirmek ve karşı tarafı tazminata mahkum ettirmek, öyle pek kolay olacağa benzemiyor.
Benzer İçerikler
Aydin Açin, Yenemiko Drcn ve 10 diğer kişi