Adıge Ulusunun Zeki Ozanı Tevçoj Śığo
15 Ağusos 1855’te şimdiki Teçov rayonunun (ilçe) Ğobekuaye köyünde Tevçoj Śığo doğdu.
Yoksul bir aile çocuğuydu, yoksullar açısından o dönem zorlu bir dönemdi. Emekçi bir ay çalışarak bir haftalık geçinmesine yetecek bir para elde kazanabiliyordu. Sığo (Tsığo) çocukluğunu yaşayamadı: gündelikçi işçi (ırgat), çoban, öküz (çift) sürücüsü olarak çalıştı. Ama üstün kavrama yeteneği körelmedi: Şıkepşıne (Çerkes kemençesi) çalmaya, iç açıcı makamlar bulmaya, şarkılar söylemeye, besteler yapmaya ve toplulukları etkilemeye başladı – Tanrı vergisi bir zeka ve yetenek ondan fışkırıyordu. Akıl ve zeka dolu bu çocuk erken yaşta dönemindeki eşitsizlikleri gördü ve kavradı; iyi ile kötüyü ayırdı, iyi ile kötünün kaynağını, çıkış yerini ve nedenlerini kavramaya başladı. Sığo’nun çocukluğu ve gençliği Adıge ulusunun boyunduruk altında inlediği en kötü, en ağır bir döneme rastlar, dönem çocuğun gelişimini geciktirdi, ama içindeki yeteneği köreltmeye yetmedi, eşitlik ve özgürlük ortamı, Adıgeler ve diğer ezilen uluslar için doğdu, ozan artık genç değildi, Ekim devrimi gerçekleştiğinde 62 yaşındaydı ve özlemlerini gerçekleştirme ve geliştirme olanağını yeniden elde etti, beste ve şarkıları kanatlanmış oldu. “Kötüyü görmeyen iyiyi bilmez” derler. Yazar yaşamının çoğunu kötü geçmiş dönemde geçirmişti. Yokluk içindeki o eski dönemin ne demek olduğunu iyi kavramıştı. Ama bu kötü geçmişi bilince çıkaramamış, Sovyetlerin getirdiği adil düzeni ve hizmeti kavramamış insanların hala var olmasına üzülüyordu. Bu duygusunu Sığo, “Pşı-vork Savaşı” (Пщы-оркъ зау) adlı uzun bir şiir (destan) besteleyerek ve yazdırarak ortaya koydu.
Tevçoj Sığo, işe taşlama, tekerleme biçiminde başladı, 70 yıl boyunca yeteneğini geliştirdi, beste ve şarkılarının çoğu Adıge folklorunun ürünleri arasına karıştı. Esin, ilham kaynağı Adıge ulusunun yüzlerce yıllık geçmişinden gelen sözlü ulusal birikim, sözlü gelenek oldu.
Adıge yöresinde okuma-yazma olanağı, en çok da yazı dilini uygulama olanağı doğunca, Tevçoj Sığo’nun köy konuk odalarında dilden dile aktarılarak söylenen beste, şarkı, uzun şiir (destan) ve öyküleri yeniden hayat buldu. Genç Adıge edebiyatının en çok gereksinim duyduğu ulusal akıl ve bilgeliğe Sığo sayesinde erişildi ve eski değerler yeniden canlanmaya başladı. Tanrı ona büyük bir yetenek bağışlamıştı ve üşenmeden çalışmalarını sürdürdü. Sanatsal yaratıcılığı (söyleyerek yazdırdığı şeyler) sayesinde Adıge edebiyatı ile sözlü ulusal geleneği (folkloru) birbirine bağladı.
Sığo Adıge söylentilerini (IорыIуатэхэр) çok iyi biliyordu. Bildiği masal, eski öykü (таурыхъыжъ), söylence (тхыдэжъ), eski olaylara ilişkin anlatıları (къэбарыжъ) ve şarkı sayısını anlatmaya zaman yetmez. Bütün bu şeyleri ezbere okuduğu gibi, o şeylere ilişkin anlatıları da biliyordu. Her şarkıyı kimin nasıl ve hangi makama göre bestelemiş olduğunu da biliyordu.
1919 yılında Ğobekuaye köyünde yaşanmış olan felaketi (yıkımı) anlatan “Ğobekuaye Ağıtı”nı (Гъобэкъое гъыбз) 1931 yılında Śey İbrahim yazıya aktarmıştı. 1935 yılından başlayarak Tevçoj Śığo’nun şiirleri “Kolhoz Bayrağı” (Колхоз быракъ) gazetesinde yayımlanmaya başladı. Bu üstün zekalı ve bilge kişininşiirlerinin derlenmesi işi, genç Adıge edebiyatı öncüleri tarafından gerekli görülmüştü . Sığo’ya anlattıklarının yazı diline uygun olması gerektiğini kavratan kişi, o yıllarda Ğobekuaye köyünde öğretmen olarak görev yapan yazar ve şair Hatko Ahmed idi. Eğitim-öğretimin ve yazı yazmanın önemini Sığo o sayede kavramış oldu. Sığo okuma yazma öğretme, insana yardım ve hizmet, insanı eğitim olanağına kavuşturma amacından daha üstün değerde bir amaç olamayacağını kavradı.
Önemli bir başarım yokken,
Bildiğim azacık şeye büyük bir değer verdiler,
Adıge Ulusunun Zeki Ozanı Tevçoj Śığo
15 Ağusos 1855’te şimdiki Teçov rayonunun (ilçe) Ğobekuaye köyünde Tevçoj Śığo doğdu.
Yoksul bir aile çocuğuydu, yoksullar açısından o dönem zorlu bir dönemdi. Emekçi bir ay çalışarak bir haftalık geçinmesine yetecek bir para elde kazanabiliyordu. Sığo (Tsığo) çocukluğunu yaşayamadı: gündelikçi işçi (ırgat), çoban, öküz (çift) sürücüsü olarak çalıştı. Ama üstün kavrama yeteneği körelmedi: Şıkepşıne (Çerkes kemençesi) çalmaya, iç açıcı makamlar bulmaya, şarkılar söylemeye, besteler yapmaya ve toplulukları etkilemeye başladı – Tanrı vergisi bir zeka ve yetenek ondan fışkırıyordu. Akıl ve zeka dolu bu çocuk erken yaşta dönemindeki eşitsizlikleri gördü ve kavradı; iyi ile kötüyü ayırdı, iyi ile kötünün kaynağını, çıkış yerini ve nedenlerini kavramaya başladı. Sığo’nun çocukluğu ve gençliği Adıge ulusunun boyunduruk altında inlediği en kötü, en ağır bir döneme rastlar, dönem çocuğun gelişimini geciktirdi, ama içindeki yeteneği köreltmeye yetmedi, eşitlik ve özgürlük ortamı, Adıgeler ve diğer ezilen uluslar için doğdu, ozan artık genç değildi, Ekim devrimi gerçekleştiğinde 62 yaşındaydı ve özlemlerini gerçekleştirme ve geliştirme olanağını yeniden elde etti, beste ve şarkıları kanatlanmış oldu. “Kötüyü görmeyen iyiyi bilmez” derler. Yazar yaşamının çoğunu kötü geçmiş dönemde geçirmişti. Yokluk içindeki o eski dönemin ne demek olduğunu iyi kavramıştı. Ama bu kötü geçmişi bilince çıkaramamış, Sovyetlerin getirdiği adil düzeni ve hizmeti kavramamış insanların hala var olmasına üzülüyordu. Bu duygusunu Sığo, “Pşı-vork Savaşı” (Пщы-оркъ зау) adlı uzun bir şiir (destan) besteleyerek ve yazdırarak ortaya koydu.
Tevçoj Sığo, işe taşlama, tekerleme biçiminde başladı, 70 yıl boyunca yeteneğini geliştirdi, beste ve şarkılarının çoğu Adıge folklorunun ürünleri arasına karıştı. Esin, ilham kaynağı Adıge ulusunun yüzlerce yıllık geçmişinden gelen sözlü ulusal birikim, sözlü gelenek oldu.
Adıge yöresinde okuma-yazma olanağı, en çok da yazı dilini uygulama olanağı doğunca, Tevçoj Sığo’nun köy konuk odalarında dilden dile aktarılarak söylenen beste, şarkı, uzun şiir (destan) ve öyküleri yeniden hayat buldu. Genç Adıge edebiyatının en çok gereksinim duyduğu ulusal akıl ve bilgeliğe Sığo sayesinde erişildi ve eski değerler yeniden canlanmaya başladı. Tanrı ona büyük bir yetenek bağışlamıştı ve üşenmeden çalışmalarını sürdürdü. Sanatsal yaratıcılığı (söyleyerek yazdırdığı şeyler) sayesinde Adıge edebiyatı ile sözlü ulusal geleneği (folkloru) birbirine bağladı.
Sığo Adıge söylentilerini (IорыIуатэхэр) çok iyi biliyordu. Bildiği masal, eski öykü (таурыхъыжъ), söylence (тхыдэжъ), eski olaylara ilişkin anlatıları (къэбарыжъ) ve şarkı sayısını anlatmaya zaman yetmez. Bütün bu şeyleri ezbere okuduğu gibi, o şeylere ilişkin anlatıları da biliyordu. Her şarkıyı kimin nasıl ve hangi makama göre bestelemiş olduğunu da biliyordu.
1919 yılında Ğobekuaye köyünde yaşanmış olan felaketi (yıkımı) anlatan “Ğobekuaye Ağıtı”nı (Гъобэкъое гъыбз) 1931 yılında Śey İbrahim yazıya aktarmıştı. 1935 yılından başlayarak Tevçoj Śığo’nun şiirleri “Kolhoz Bayrağı” (Колхоз быракъ) gazetesinde yayımlanmaya başladı. Bu üstün zekalı ve bilge kişininşiirlerinin derlenmesi işi, genç Adıge edebiyatı öncüleri tarafından gerekli görülmüştü . Sığo’ya anlattıklarının yazı diline uygun olması gerektiğini kavratan kişi, o yıllarda Ğobekuaye köyünde öğretmen olarak görev yapan yazar ve şair Hatko Ahmed idi. Eğitim-öğretimin ve yazı yazmanın önemini Sığo o sayede kavramış oldu. Sığo okuma yazma öğretme, insana yardım ve hizmet, insanı eğitim olanağına kavuşturma amacından daha üstün değerde bir amaç olamayacağını kavradı.
Önemli bir başarım yokken,
Bildiğim azacık şeye büyük bir değer verdiler,
Bana sağladıkları olanak – ne kadar da görkemli, ne kadar da güzel! –dedi Tevçoj Sığo.
15 -16 Ağustos 1938’de Adıge yöresi (ülkesi) parti komitesi Tevçoj Sığo’nun yaratıcı yönüne maddi ve manevi destekte bulunma kararı aldı. Karar gereği 16 Ağustos’ta ozanın yanına Keraşe Tembot ile Kestene Dmitri gönderildi. İşte o günlerde Tevçoj Sığo’nun ünlü “Pşı-vork Savaşı” destanın temeli atıldı, bunu “Mafeko Urusbıy” (Мафэкъо Урысбый) destanı (poemi) izledi. Sığo için yeni bir konut inşa edildi, söylediklerini yazıya aktarması için Kestene Dmitriy görevlendirildi. Bu yardımlar sonucu olarak Sığo’nun yaratıcılığı edebi bir temele kavuştu, görüş ufku daha genişledi ve yaratıcı olanakları gün yüzüne çıktı, uzun soluklu şiirler yazmaya başladı.Yazarlar toplantılarına, konferanslara ve kongrelere katılmaya ve konuşmalar yapmaya başladı, böylece ozan geniş kitlelerce tanınmış oldu.
1935 yılında Rostov-na-Donu kentinde Yapılan konferansa delege olarak katıldı ve “Eski Yaşam ile Yeni Yaşam” (ЩыIэкIэжъымрэ щыIэкIакIэмрэ) adlı Adıgece şiirsel bir konuşma yaptı. Aynı yıl, 1935’te “Vatan” (Родинэ) adlı destanını (uzun şiiri) yazdırdı. Kendisine duyulan saygı sonucu 1939 yılında Adıge yöresi parlamentosuna (Emekçiler Meclisi) milletvekili seçildi. 1939’dan itibaren Sovyetler Birliği Yazarlar Birliği üyeliğine kabul edildi. Şiirleri ile uzun şiirlerinin yer aldığı “Şiirlerinden Seçmeler” (Ыусыгъэмэ ащыщхэр) adlı Sığo’nun kitabı 1939’da Adıge Basımevince yayımlandı. Tevçoj Sığo’nun edebiyat ürünlerine devlet büyük bir değer verdi, 1939’da Emekçi Kızıl Bayrak nişanı ile ödüllendirildi. Nişanı Sovyetler Birliği Yüksek Sovyeti Prezidyumu Başkanı M. İ. Kalinin kendi eliyle verdi. Sevinç içinde, güler yüzlü bir bakışla ve elini kuvvetle sıkarak nişanı Sığo’ya sundu. Sığo, elini sakalına doğru götürdü, ardından göğsüne koydu. Şöyle demek istemişti: Yaşımız, içtenliğimiz ve amacımız bir, aynı. Ardından şu dizeleri sıraladı:
Büyük bir mutluluk haberi aldım,
Karşımda güneş ışığı gibi parıldadı.
Yaşam değerinde bir ödül
Bana layık bulundu –
Bana verilecek büyük ödülü
Nasıl karşılayacağımın heyecanı içindeyim;
Bir elimle alayım dersem,
Bana sunulacak ödülün boyutu
Göğe uzanıyor,
İki elimi birlikte uzatayım desem,
“Beni açgözlü görürler” diye korkuyorum.
Ama, hayır! İki elimi de birlikte uzatacağım,
Kalbim ve ruhumla birlikte…
Geleneklerimizi seven insanlar
Beni onurlandırıyorlar.
Ülkem için söylediklerimi az buluyor,
Utanıyorum…
Moskova’nın güzelliği ve görülmeye değer bir yer olduğunu Sığo, şiirlerine yansıttı. Bir şair olarak büyük bir sorumluluğu bulunduğunu çok iyi kavramıştı. İçinden geldiğince emekçilerle konuşmak istediğini belirten çok sayıda şiir ve beste yaptı. “Ben de söylüyorum ama doğru söz bulmakta güçlük çekiyorum”, “Ülkem için söylediklerim yetersizdir diyorum”, “Sözcüklerim azsa kusuruma bakmayın”, – diyordu.
Ödül almaktan büyük bir sevinç duymuş olduğunu Kremlin’de okuduğu “Nasıp” (Mutluluk) ve “Sevincimi Sizinle Paylaşıyorum” (СигушIо жъудэсэгощы) şiirlerinde vurguladı. “Pşı-vork Savaşı”, “Mafeko Urusbıy” ve “Vatan” şiirlerini yeniden yazdığında 80 yaşını geçmişti. Ülkesinin kendisine biçtiği büyük değere layık olmak için elinden geleni yapıyordu.
26 Ocak 1940’da 85 yaşında Tevçoj Sığo aramızdan ayrıldı.
1940 yılında Sığo’nun şiir ve uzun şiirlerinin yer aldığı “Koleksiyon” (Сочинения; Seçmeler) adlı kitabı yayımlandı. 1946 – 1947 yıllarında şiirleri Adıgece ve Rusça olarak ayrı kitaplar halinde yayımlandı.
125. doğum yılı anısına, 1982 yılında Ozanın şiirleri ve uzun şiirleri (poemleri, destanları), Adıgece ve Rusçaları bir arada “Mutluluk Payı” (Насып Iахь) adlı bir kitap halinde yayımlandı. Aynı yıl Adıge bölge yönetimini kararıyla Tevçoj Sığo’nun müze evi ile anıtı kutlama programı çerçevesinde Ğobokuaye köyünde açıldı.
Tevçoj Sığo’nun 150. doğum yılında, Ğobekuaye köyünde büyük bir şenlik/tören düzenlendi. “Tevçoj Sığo” adlı iki kitap yayımlandı, şiirleriyle uzun şiirleri ilk kitapta yer aldı. İkinci kitapta Kestene Dmitriy’in “Şarkı Kanatlanıyor” (Орэдым тамэ къыгокIэ) adlı kitabı, makale ve anıları Adıgece ve Rusça olarak yayımlandı. Zeki ve bilge ozan Tevçoj Sığo’nun adı, her zaman mensubu olduğu ulusu ile birlikte anılıyor, saygınlanıyor, adına kutlama günleri düzenleniyor.
Tevçoj Sığo’nun anısı yaşatılıyor, saygınlanıyor, adı rayona verildi, hakkında yazarlar, şairler, bilim insanları ve gazeteciler yazılar yazıyor, ozanın edebiyat müzesi de büyük bir eğitim-öğretim işlevi görüyor, yeni insanların yetişmesi için bir merkez konumunda.
Soner Daur, Ibrahim Çetao ve 25 diğer kişi
1 Yorum
4 Paylaşım
Beğen
Yorum Yap
Paylaş
1 Yorum
- Guğoj MehmetAllahtan rahmet diliyor bu yazıyı derleyenlere bizlere ulaşmasını sağlayanlara teşekkürler…
- Beğen
- Yanıtla
- 1g
o
p
s
n
S
o
r
d
e
t
g
3
0
1
0
0
1
9
2
6
2
1
1
a
i
g
1
h
g
g
4
u
1
A
5
h
6
m
f
9
:
t
a
7
ğ
3
h
i
,
o
c
8
h
s
8
1
s
t
Bana sağladıkları olanak – ne kadar da görkemli, ne kadar da güzel! –dedi Tevçoj Sığo.
15 -16 Ağustos 1938’de Adıge yöresi (ülkesi) parti komitesi Tevçoj Sığo’nun yaratıcı yönüne maddi ve manevi destekte bulunma kararı aldı. Karar gereği 16 Ağustos’ta ozanın yanına Keraşe Tembot ile Kestene Dmitri gönderildi. İşte o günlerde Tevçoj Sığo’nun ünlü “Pşı-vork Savaşı” destanın temeli atıldı, bunu “Mafeko Urusbıy” (Мафэкъо Урысбый) destanı (poemi) izledi. Sığo için yeni bir konut inşa edildi, söylediklerini yazıya aktarması için Kestene Dmitriy görevlendirildi. Bu yardımlar sonucu olarak Sığo’nun yaratıcılığı edebi bir temele kavuştu, görüş ufku daha genişledi ve yaratıcı olanakları gün yüzüne çıktı, uzun soluklu şiirler yazmaya başladı.Yazarlar toplantılarına, konferanslara ve kongrelere katılmaya ve konuşmalar yapmaya başladı, böylece ozan geniş kitlelerce tanınmış oldu.
1935 yılında Rostov-na-Donu kentinde Yapılan konferansa delege olarak katıldı ve “Eski Yaşam ile Yeni Yaşam” (ЩыIэкIэжъымрэ щыIэкIакIэмрэ) adlı Adıgece şiirsel bir konuşma yaptı. Aynı yıl, 1935’te “Vatan” (Родинэ) adlı destanını (uzun şiiri) yazdırdı. Kendisine duyulan saygı sonucu 1939 yılında Adıge yöresi parlamentosuna (Emekçiler Meclisi) milletvekili seçildi. 1939’dan itibaren Sovyetler Birliği Yazarlar Birliği üyeliğine kabul edildi. Şiirleri ile uzun şiirlerinin yer aldığı “Şiirlerinden Seçmeler” (Ыусыгъэмэ ащыщхэр) adlı Sığo’nun kitabı 1939’da Adıge Basımevince yayımlandı. Tevçoj Sığo’nun edebiyat ürünlerine devlet büyük bir değer verdi, 1939’da Emekçi Kızıl Bayrak nişanı ile ödüllendirildi. Nişanı Sovyetler Birliği Yüksek Sovyeti Prezidyumu Başkanı M. İ. Kalinin kendi eliyle verdi. Sevinç içinde, güler yüzlü bir bakışla ve elini kuvvetle sıkarak nişanı Sığo’ya sundu. Sığo, elini sakalına doğru götürdü, ardından göğsüne koydu. Şöyle demek istemişti: Yaşımız, içtenliğimiz ve amacımız bir, aynı. Ardından şu dizeleri sıraladı:
Büyük bir mutluluk haberi aldım,
Karşımda güneş ışığı gibi parıldadı.
Yaşam değerinde bir ödül
Bana layık bulundu –
Bana verilecek büyük ödülü
Nasıl karşılayacağımın heyecanı içindeyim;
Bir elimle alayım dersem,
Bana sunulacak ödülün boyutu
Göğe uzanıyor,
İki elimi birlikte uzatayım desem,
“Beni açgözlü görürler” diye korkuyorum.
Ama, hayır! İki elimi de birlikte uzatacağım,
Kalbim ve ruhumla birlikte…
Geleneklerimizi seven insanlar
Beni onurlandırıyorlar.
Ülkem için söylediklerimi az buluyor,
Utanıyorum…
Moskova’nın güzelliği ve görülmeye değer bir yer olduğunu Sığo, şiirlerine yansıttı. Bir şair olarak büyük bir sorumluluğu bulunduğunu çok iyi kavramıştı. İçinden geldiğince emekçilerle konuşmak istediğini belirten çok sayıda şiir ve beste yaptı. “Ben de söylüyorum ama doğru söz bulmakta güçlük çekiyorum”, “Ülkem için söylediklerim yetersizdir diyorum”, “Sözcüklerim azsa kusuruma bakmayın”, – diyordu.
Ödül almaktan büyük bir sevinç duymuş olduğunu Kremlin’de okuduğu “Nasıp” (Mutluluk) ve “Sevincimi Sizinle Paylaşıyorum” (СигушIо жъудэсэгощы) şiirlerinde vurguladı. “Pşı-vork Savaşı”, “Mafeko Urusbıy” ve “Vatan” şiirlerini yeniden yazdığında 80 yaşını geçmişti. Ülkesinin kendisine biçtiği büyük değere layık olmak için elinden geleni yapıyordu.
26 Ocak 1940’da 85 yaşında Tevçoj Sığo aramızdan ayrıldı.
1940 yılında Sığo’nun şiir ve uzun şiirlerinin yer aldığı “Koleksiyon” (Сочинения; Seçmeler) adlı kitabı yayımlandı. 1946 – 1947 yıllarında şiirleri Adıgece ve Rusça olarak ayrı kitaplar halinde yayımlandı.
125. doğum yılı anısına, 1982 yılında Ozanın şiirleri ve uzun şiirleri (poemleri, destanları), Adıgece ve Rusçaları bir arada “Mutluluk Payı” (Насып Iахь) adlı bir kitap halinde yayımlandı. Aynı yıl Adıge bölge yönetimini kararıyla Tevçoj Sığo’nun müze evi ile anıtı kutlama programı çerçevesinde Ğobokuaye köyünde açıldı.
Tevçoj Sığo’nun 150. doğum yılında, Ğobekuaye köyünde büyük bir şenlik/tören düzenlendi. “Tevçoj Sığo” adlı iki kitap yayımlandı, şiirleriyle uzun şiirleri ilk kitapta yer aldı. İkinci kitapta Kestene Dmitriy’in “Şarkı Kanatlanıyor” (Орэдым тамэ къыгокIэ) adlı kitabı, makale ve anıları Adıgece ve Rusça olarak yayımlandı. Zeki ve bilge ozan Tevçoj Sığo’nun adı, her zaman mensubu olduğu ulusu ile birlikte anılıyor, saygınlanıyor, adına kutlama günleri düzenleniyor.
Tevçoj Sığo’nun anısı yaşatılıyor, saygınlanıyor, adı rayona verildi, hakkında yazarlar, şairler, bilim insanları ve gazeteciler yazılar yazıyor, ozanın edebiyat müzesi de büyük bir eğitim-öğretim işlevi görüyor, yeni insanların yetişmesi için bir merkez konumunda.
Soner Daur, Ibrahim Çetao ve 25 diğer kişi
1 Yorum
4 Paylaşım
Beğen
Yorum Yap
Paylaş
1 Yorum
- Guğoj MehmetAllahtan rahmet diliyor bu yazıyı derleyenlere bizlere ulaşmasını sağlayanlara teşekkürler…
- Beğen
- Yanıtla
- 1g
o
p
s
n
S
o
r
d
e
t
g
3
0
1
0
0
1
9
2
6
2
1
1
a
i
g
1
h
g
g
4
u
1
A
5
h
6
m
f
9
:
t
a
7
ğ
3
h
i
,
o
c
8
h
s
8
1
s
t