Tığujıko Kızbeç – Çerkesya Aslanı

Tığujıko Kızbeç , yazar Ğuçel  (Ğućeł) Nurbıy’ın bir süre önce yayımladığı kitabın adı. Yazar, kitabını Adıge-Rus Savaşı’nın (Кавказ заор) sona erişinin 150. yılı nedeniyle yayımladı.

Kitabın başlangıç bölümünde, Ğuçel Nurbıy, “Tığujıko Kızbeç” kitabının yayımlanmasında yaptıkları  maddi katkıları nedeniyle Türkiyeli  Siĥu Mehmet Emin Kaynar ile “Ç’en” (КIэн) adlı Adıge Tarih ve Kültür Fonu  Başkanı Adıgeyli Çemışo Ğazıy’a   teşekkürlerini bildiriyor.

Yazar, ulusal kahramanımız Tığujıko Kızbeç üzerine söylenmiş uzun bir şiiri sunarak yazısına başlıyor, ardından “Vorkun Sert Kayası” (Оркъым имыжъу) ve “Kartalın Sesi” (Бгъэжъым иджэмакъ) adlı ve Kızbeç’e ilişkin uzun şiirler geliyor. Bunları Tığujıko Kızbeç üzerine söylenmiş daha başka şiirler  izliyor. Üçüncü bölümde kısa öyküler yer alıyor.

Yeni bir kitabı kesintisiz okuman için, o kitabın öncelikle duru  ve  sürükleyici  bir dille yazılmış olması ya da konunun kişiye ilginç gelmiş olması gerekir. Kitap her iki yönden de çekici, sürükleyici. Tığujıko Kızbeç’e ilişkin birtakım  şeyler duymuş ya da okumuş olabiliriz, ama Ğuçel Nurbıy‘ın kitabını, Tığujıko Kızbeç adını ilk kez duyuyormuşum gibi bir heyecanla okudum.

Bir süre önce, konuya ilişkin olarak, yazara birkaç soru yöneltmiş, yanıtlarını almıştım, şimdi bunları sunuyorum.

Bu yeni kitabın için seni kutluyorum. Tığujıko Kızbeç’i niçin ele aldın, konu üzerinde durarak söyleşimize başlayalım.

Adıge-Rus Savaşı (Кавказ заор) yüzyılı aşkın bir süre önce sona erdi. Ama savaşın ulusumuzun bağrında açtığı yara, acı ve yıkım kapanmış değil, acılar hâlâ taze. Acımızı daha da artıran şey, savaşa, yaşanmış olaylara ilişkin  doğru bilgilerin, bizim tarafımızdan henüz ortaya konamamış, yazılamamış olması. Savaşa ilişkin olarak elde bulunan veriler,  Adıge folkloru (sözlü edebiyatı), Rus tarihçilerin ve savaşa katılmış Rus asker ve komutanların anıları ve  yazdıkları ile sınırlı. Rus belgeleri yanlı, savaş suçunu ve sorumluluğunu Adıgelere yüklüyorlar. Değişik bahane ve suçlamaları sıralayan benzeri belgeler Moskova, St. Petersburg ve Tiflis’deki arşivlerde yığılı. Bu nedenle savaşın gerçek nedenini ve seyrini yeterince bilmiyoruz, öğrenmiş de değiliz, ulusun bağımsızlığını korumak için  canını dişine takmış kahramanlarımızın adlarını bile  öğrenmiş, başarılarını saptamış ve konu üzerinde yeterince durmuş değiliz. Günümüze erişmiş olan menkıbe/ kahramanlık destanı (гъыбзэ) ve şarkılar da yeterince incelenmiş, değerlendirilmiş ve bir sıraya konmuş değil. Yüz yılı aşkın bir süre boyunca bu gibi konulara değinmemiz yasaktı, bu nedenle, çok uzun süre boyunca çok sayıda sözlü anlatıyı – ve onları anlatacak  kişileri – yitirmiş olduk . Savaşa  ilişkin yanıtlanmamış çok sayıda soru hâlâ yanıtlanmayı bekliyor…

Olup bitenlerin (savaşın) nedeni ne olabilir?

Şerełıko Tığujıko Kızbeç konusunda kitabıma aldığım olaylar, yıllar boyunca Rus yazılı kaynaklarından, Adıge söylentilerinden (IорIуатэ) ve şarkılarından (орэд)  aldığım bilgilere dayanıyor. Araştırmalarım boyunca ulusal kahraman, ordu komutanı ve önder kişi olan çok sayıda kahramanın ismi ile de karşılaştım. Ulusal anımızın bu kahramanlarımızı da kapsayacak biçimde  genişletileceği ve ortaya konacağı   beklentisi içindeyim.

Tığujıko Kızbeç, yurdu ve ulusu için, at sırtında ve kılıç elde  kırk yıl üzeri çarpıştı. Natuhayları, Abzahları ve Vıbıhları da yanına alarak kurduğu ordusuyla büyük bir savaş verdi. Kızbeç’in kahramanca mücadelesine ilişkin benim bulamadığım bilgileri  bulma, eksikliği giderme görevi  genç araştırmacılara düşüyor. Kitabın konusu, kahramanımızın Abın Kalesi önünde verdiği mücadele ve kıyıdaki Tuapse Kalesi önündeki komutanlığı ile sınırlı.

Kızbeç’in görünüş ve davranışları, insan olarak özenilecek nitelikte, yazılı kaynakların hepsinde de bu böyle. Siz de bu profili sergilemeyi başarmış bulunuyorsunuz.

 – Evet, Kızbeç yakışıklı, kişilikli, saygın ve çekici biriydi, çok kişi onu böyle tanımlıyor, çok yerde de bunu okumuşluğum var. Geniş omuzlu, ince belli idi, kül rengi gözleriyle karşısındakilere bakar ve etkilerdi. Yabanıl bir canlının ani refleksleri gibi çevik hareket ederdi ve sert bir sesle haykırırdı. “Ĥoĥoy vadisinde (*) bir bağırdığında, sesi vadinin öbür ucundaki Avşedz Nıbe’den duyulur” derlerdi.

ULUSUN ASLANI

Okuyucalarıma vermek istediğim asıl mesaj, “Ulusun Aslanı” denen bu kahramanımızın, canını esirgemeyen biri, kılıcı çekik ve havada ve en ön saflarda çarpışan bir komutan ve yönetici olduğunun bilinmesi mesajıdır. O, savaşta arkadaşlarını terk etmez ve asla yalnız bırakmazdı, belirtmek isterim, kendisiyle sefere çıkanları kayıp verdirmeden, canlı olarak geri getirmek için canını dişine takardı. Adını uzaklara duyuran, adını Adıge diyarında üne kavuşturan ana etken de buydu. Tığujıko Kızbeç’in oğulları ve akrabaları savaşırken şehit düştüler, kendisi de – Rusların Adıgelerden ele geçirip Karadeniz  kıyısında kurduğu kalelerden biri olan  Tuapse Kalesi’ni 28 Şubat 1840’da Rus birliklerinden temizlerken ağır yaralandı ve aynı gün, şubat ayının son günü yaşama veda etti. O tarihten sonra, bu yiğidin anısı önderliğinde ve  manevi görüntüsü eşliğinde, ulus yirmi dört yıl daha bağımsızlığı için çarpıştı (-1864-). Tığujıko Kızbeç gibi ulusunun bağımsızlığını ve özgürlüğünü korumak için daha kaç kahramanımız Adıge toprağına  düşmüş olabilir? Bu yiğitleri asla unutamayız, bu konuda  şehitlerimiz bize güveniyor ve bizlere bel bağlamış bulunuyorlar.

Her ulus, iyi de olsa,  kötü de olsa, kökenini ve geçmişini öğrenmek ister. Bugünkü dünya düzenine göre, bütün yeryüzü halkları birbirleriyle çağdaş iletişim ve ilişkiler içindeler; ilişkileri başarılı ve eşit koşullarda kuranlar ve sürdürenler ayakta kalıyor ve  gelişiyor, diğerleri de siliniyor ve unutuluyorlar.

Savaş kimseye esenlik getirmez. Esenlik ulusların uyum ve beraberliğinde. Bu anlayışı benimsemek ve bu yolda mücadele etmek gerekir. Birbirimizi anlayarak, tek bir ideal (ilke) doğrultusunda bir arada yaşarsak, daha özgür oluruz. Bu doğrultuda mücadele etmek, elde ettiğimiz kazanımları  korumak, geliştirmek ve  güçlendirmek gerekiyor.

Nurbıy, bu kitabını, daha başka kitaplarının da izlemesini bekliyor ve diliyorum.

Siĥu Goşnağo

(*) – Ĥoĥoy vadisi, bugünkü Novorossiysk (Ṡemez) kıyı kentinin yer aldığı Ṡemez Irmağı vadisi.

(**) – Yazar  Ğućeł Nurbıy, şimdilerde Adıge Cumhuriyeti Nahıjlar (Yaşlılar) Meclisi başkanıdır.

Not: Tire içindeki yazılar çevirmene aittir.

 Adıge mak, 02 Kasım 2011

Kaynak

Yorum Yap