2023 Yılında Çerkes Dili, Edebiyatı ve Tarihi – I

Vücut zayıfladığında mikropların saldırılarına açık hale gelir. Onurlu, insancıl ve uygar, ama zayıf ve hasta düşmüş olan Adıge (Çerkes) halkı da yoğun saldırılar altında. Adıge halkı saldırılara direnebilecek mi?.. Direnmenin yolu ve çaresi nedir?..
Saldırılar Ruslardan ve DÇB güdümlü Kabartaylardan geliyor. Kafkasya ve Türkiye boyutunda sürüyor. Ardında Rus parasının bulunduğu kuşkusuz.
Türkiye’de Kabartaylar İç Doğu Anadolu’da Uzunyayla merkezli bir alanda, Tokat, Sivas, Kayseri ve K.Maraş’ta, oralardan göç etmiş olarak Ankara başta büyük şehirlerde yaşıyorlar, Kabartaylar Türkiye’de Adıge-Çerkeslerin küçük bir azınlığı, ama sosyal medyada kendilerini çoğunluk (1 milyon üzeri) olarak gösteriyorlar. Ayıp… 1864 yılı soykırımı, Türkiye’ye sürgün ve 1888-89 yılları göçü sonucu, Kafkasya’daki Adıge nüfus çökmüş, 1897’de 37,705’e düşmüştü (bk. Çerkesler: 21 Mayıs 1864’Ten Günümüze… (2), Mefenef. Com). Kabartaylar ise, sürülmedikleri için çoğunluk konumuna geçtiler. Kabartaylar Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nde ve Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti’nin iki rayonunda (Habez ve Adıge-Hable) çoğunlukturlar.
Kabartaylar, Türkiye’de azınlıktalar ve kendileri gibi azınlıkta olan Abhaz ve Abazinlerle birlikte çoğunlukta olan Adıgelere karşı örgütlü (sinsi) bir işbirliği (ittifak) kurdular. Çoğunluktaki Adıgeler ise örgütsüz ve dağınık oldukları için etkili olamıyor, sürekli kaybediyorlar. Kabartaylar bilinçli ve planlı hareket ediyorlar: Örneğin, KAFFED’in genel kurul toplantısında Adıge delegeler, Kaffed’in “Kafkas” olan adının “Çerkes” olarak değiştirilmesi için önerge verdiler, ama kabul edilmedi, Kabartay ve Abhazların öncesinden bilerek koymuş oldukları aşırı ve yüksek oy barajı aşılamadı…
Kafkasya’da Çerkes diye tutturan DÇB güdümündeki Kabartaylar, tuhaftır Türkiye’de Çerkes adını reddettiler…
Kafkasya’da Adıge ve Kabartayları Çerkes diye yazdırma kampanyası ve sonucu
Kafkasya’da 2021 nüfus sayımında kendinizi Çerkes diye yazdırın diye tutturan Kabartaylar, işlerine gelmediğinde Türkiye’de Çerkes adını, ayrı federasyon ve dernekleri olan Abhaz delegelerle işbirliği içinde reddediyorlar. Oportünist, çıkarcı bir tutum.
Ortada, Adıgelere karşı ben merkezli ve faydacı bir tutum (politika) söz konusu. Bunlar yakışmayacak, basit, ama zararlı davranışlardır. Abhazlar ve diğer K. Kafkas toplulukları kendi etnik adlarıyla dernekler kurdular, ama görünür olamadılar, çünkü sayıları az. Müttefik olarak Kabartayları buldular.
Abhazlar ve Kabartaylar Türkiye’ye kendi istekleriyle geldiler, Adıgeler ölçüsünde mağdur olmuş toplumlar değiller. Kimse onları yerlerinden kovmuş değil.
Adıgeler daha çok batı, Kabartaylar doğu Türk illerinde yaşıyorlar. Bu nedenle Adıgeler Kabartayları yeterince tanımıyorlar. Oysa batıda yaşayan Abhazları tanıyorlar ve onları büyük ölçüde dışlamış bulunuyorlar.
Adıgeler kendi dillerini bırakıp Kabartaycayı benimseyebilirler mi? Bunun maddi ve politik bir alt  temeli kalmış mıdır?..
Adıgece bilmeyen bir çocuk Adıgeceye yarar sağlayamaz. O kişi Adıgece konuşana Rusçayı, Türkçeyi ya da Arapçayı dayatır. Adıgece konuşan biri, bir Kabartayla karşılaştığında bile ortak dil, Adıgece değil  Rusça olur. Bu gerçeği bilmek ve ona göre konuşmak gerekir.
Bundan 80-90 yıl önce Rusça, Türkçe ve Arapça bilmeyen Adıge sayısı çoktu ve yaygındı. Adıgece canlıydı ve başka dilde konuşan birini içine alıp Adıgeceyi öğretebiliyordu. Şimdi o güçte değil. Durum tersine döndü. Bunu bilmeliyiz.
Konuyu daha iyi açıklamak için Vıbıh örneğini verelim.
Vıbıh örneği:
Kafkasya’da, 1864 yılına değin Adıgece, Karadeniz kıyılarında Anapa’dan ya da Taman Yarımadasından şimdiki Abhazya’da bulunan Pitsunda kentine kadar uzanan bir alanda konuşuluyordu. Soçi yöresinde yaşayan Vıbıhlar ise iki dilliydiler – Vıbıhça -Adıgece.
Bu iki dil arasında bir fark vardı, Adıgece, belirttiğimiz gibi genel, Vıbıhça ise yöresel bir dildi. Yani Vıbıhların hepsi Şapsığ-Hak’uç lehçesinde Adıgece biliyordu, ama Vıbıh olmayan Adıgeler Vıbıhça bilmiyorlardı. Kabartaylar Vıbıhların “Abzeh lehçesinde Adıgece konuştukları” yalanını ileri sürüyorlar. Bundan II’nci bölünde söz edeceğiz.
Sonuç olarak, Kafkasya’da  Vıbıhça konuşulmamaya ya da dar, kenar ve köşe yerlerde konuşulmaya, can çekişmeye başladı. Bu oluşum uzun bir süreç içinde gerçekleştiği için, diller arası bu değişim ve gelişmeler sıradan kişiler tarafından algılanamaz ve farkına bile varılmaz. Bunun örneğini 1971-72’de Türkiye’de yaşadık. Milyonluk Adıge nüfus içinden kimse Adıgecenin terk edilmekte olduğunun farkına bile varmamıştı. Askerlik dönüşü farkına varmıştım (1972). Tek olumlu yan şimdi Adıge aydınlarının durumun farkına varmış ve önlem alma gereğini duymaya başlamış olmalarıdır. Ya yönetimler?..
Vıbıhlar 1864’te Karadeniz bölgesi Adıgeleri içinde Türkiye’ye toplu halde “göç ettirildiler”. Türkiye’de Vıbıhça bilmeyen gelin sayısı çoğaldıkça, buna koşut olarak konuşma dili her tarafta Adıgece oldu ve Vıbıh dili söndü. Bu konuda kuşkusuz bilimle bağdaşmayan efsaneler de üretilmiştir, onlara itibar edemeyiz.
Adıge dili bugün Vıbıhçayı yok eden oluşum ile karşı karşıya. Bugün Rusça bilmeyen Adıge kalmadı. Kaba bir deyimle Adıgece bilmeyen ve konuşmayan her bir birey Adıgecenin doğal düşmanı konumundadır. Adıgeceyi de konuşan bir çocuk, sokakta ya da okulda Adıgece konuşmayanlarla karşılaştığında, bu çocuk Kabartay olsa bile, kendiliğinden Rusça konuşmaya başlıyor, çünkü her iki taraf, ortak dil konumuna geçen Rusçayı biliyor ve o dille anlaşıyor. Adıgeceye alan ve bir gereksinim  kalmıyor. Türkiye ve Arap ülkelerinde de aynı şey yaşandı ve yaşanıyor. Günümüzde asimilasyon dalgası, bir salgın gibi böyle yayılıyor.
Peki bir çıkış yolu yok mudur? Vardır: Adıgeceyi gerçek bir resmi dil yapmak, üstündeki antidemokratik baskıları kaldırmak, resmi dairelerde ve yazışmalarda kullanmak, okul eğitimini Adıgece yapmak, seçmeli ders ayıbını kaldırmak…
DÇB ve verdiği zararlar
Bilindiği gibi DÇB – Dünya Çerkes Birliği ya da ‘Duneypso Adıge Xase’, Gorbaçov döneminde Sovyetlerin demokratikleşmeleri döneminde kuruldu. DÇB rahmetli Kalmık Yure’nin başkanlığı döneminde, konjonktür gereği etkili olmuş, Abhaz Savaşına gönüllü toplamada yardımcı olmuş, yine DÇB’nin girişimiyle UNPO tarafından Çerkeslere “Sürgünde Ulus Statüsü” verilmiştir.
Daha sonra DÇB, kendisine bağlı KAFFED’in de desteği ve bir oldu bittisi ile Nalçik‘te darbe yapmış, yarı resmi bir devlet örgütüne dönüşmüştür. Kafkasya’daki bütün Adıge Xase’ler, Şapsığ’ınki de dahil devlet destekli DÇB’ye bağlıdır, devlet desteği olmadan zaten  ayakta kalamazlar.
Çerkes diye yazılma sorunu
DÇB öncülüğünde 2002 ve 2010 nüfus sayımlarında olduğu gibi, 2021 nüfus sayımında da kendinizi Çerkes diye yazdırın ve “bölünmüşlüğe” son verelim dediler. Birçok bilinçsiz Adıge öneriye sarıldı, Şapsığ tarihçi Ğuaşo Ruslan [Гъуашъо Руслъан] ve Adıgeyli gazeteci ve akademisyen Kuyeko Asfar [Къуекъо Асфар] gibi, umulmayan kişiler bile oltaya geldiler ve Nalçik’teki 8 Kabartay derneğinin çağrısına destek verdiler.
Sonuç, resmi ve teorik anlamda 22 bin üzeri Adıge, nüfus ve ulus sayısı listelerinde  Kabartay (Çerkes) sayısına eklendi. Adıge sayısı azaltıldı, Çerkes ya da Kabartay sayısı çoğalmış oldu. RF değerlendirmesine göre Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti’nin Kabartayca konuşan nüfusuna Çerkes denir. Aslında Adıgelerin yarısı olan bu nüfus, hileli eklemelerle ve Kabartay oyunu aktarmalarla Adıge nüfusu ile “eşitlenmiş” oldu.
Kabartaylar
Kabartaylar kendilerinin Adıge olduklarını bilirler ama Adıge adını değil Kabartay (Kabardin) adını kullanmayı yeğlerler. Çok az Kabardeyli 2021 sayımında kendini Çerkes diye yazdırmıştır (% 5). Ancak kendini Adıge diye yazdıran Kabardey-Balkarli bir Kabartay ya da Çerkes çıkmış mıdır? Bilemiyorum. Ama Kabartay, daha doğrusu DÇB dolduruşuna gelen Adıgelerin yüzde 16-17 kadarı (22 bini), 2021 yılı nüfus sayımında kendini “Çerkes” diye yazdırdı, Adıge Cumhuriyeti Adıge etnik nüfusu “Adıge” ve “Çerkes” biçiminde ikiye bölündü. Çerkes adı, dediğimiz gibi resmiyette Kabartayca konuşan bir nüfus kesimini, Karaçay-Çerkesya’nın Çerkes denen nüfusunu temsil ettiğine göre, Çerkes diye yazılmakla Kabartayların bir kayba uğradıkları düşünülemez: KBC’ndeki Kabartay sayısı, Çerkes yazılanlar hariç, 2010’da 490 bin idi, sayı 2021’de 502 bine yükseldi, 12 bin arttı, Çerkes diye yazılan ve Kabartayca konuşan nüfusu da eklediğimizde sayı 530 bin eder. Kabartayların kaybı yok, kazancı var, kaybedenler Adıgeler.
Bilgi kirliliği – dezenformasyon
Büyük bir bilgi kirliliği ya da yalan dalgası da var. Örneğin, yakın tarihte Çerkes sözcüğü daha çok Adıgeler için kullanılırdı. Kabartaylar sonradan bu adı benimsemeye başladılar. Çerkes adı, Adıge adı gibi yiğit ve uygar bir toplumun adı olduğu için benimsenir ve farklı anlamlarda kullanılabilir, başlıcaları:
1. Batı dünyası, eskiden Kuzey Kafkasya halklarının tümüne Çerkes diyebiliyordu, sonradan, bilgilenmenin artması sonucu durum değişmiştir,
2. Günümüzde, en yalın deyimi ile, Adıge ve Kabartaylara ya da bir Adıge lehçesinde konuşanlara Çerkes denir,
3. Adıgeler dışında Türkiye’deki Osetler, Abazin, Abhaz ve Karaçaylar da kendilerine Çerkes diyebiliyorlar,
4. 1959 nüfus sayımına değin Kabartay diye yazılmayan Adıgeler (Adıgey, Karaçay-Çerkes ve Şapsığya yerli halkları) Çerkes, Kabardey-Balkar Adıgeleri de Kabartay (Kabardin) diye yazılıyorlardı.
5. Listeye 1959’da Adıge, 2002’de de Şapsığ adı eklendi ve sayı 2’den 4’e çıktı. Çerkes adı nüfus sayımlarında Karaçay-Çerkesya’nın Kabartayca konuşan halkına ve eklentilerine bırakıldı, sayıları 1959’da yaklaşık 30 bin idi. Adıge sayısı ise 80 bindi, şimdi her iki kesim “eşitlenmiş görünüyor”.
Çerkes (Kabartay) sayısının hileli yollarla çoğaltılması
Çerkes nüfusu, Kabartay toplum mühendislerinin çağrıları ve politik oyunları sonucu 2010 ve 2021 yılı nüfus sayımlarında, şöyle yazılmış ve şöyle çoğaltılmıştır.
Çerkes sayısı:
– Rusya tamamında: 114 697 (2021) ; 73 184 (2010)
– Karaçay-Çerkesya : 58 825 (2021) ; 56 466 (2010)
– Kabardey-Balkarya : 26 544 (2021) ; 2475 (2010)
– Adıgey : 16 133 (2021) ; 2651 (2010)
– Krasnodar Kray : 6 166 (2021); 5 258 (2010)
– Stavropol Kray : 2 455 (2021) ; 2 326 (2010).
Buna göre Çerkes (Kabartay) sayısı, 11 yılda, yuvarlak hesap 73 binden 114 bin üzeri ya da 41 bin artarken, Adıge sayısı Adıgey’de 107 binden 98 bine, Şapsığ sayısı ise resmi 3,882’den 2021 yılı sayımına göre 1,914’e düştü. Şapsığ sayısı doğru olabilir mi?.. Soçi ve Tuapse’deki 24 Şapsığ yerleşiminden 6 tanesinin, 2010 yılı nüfuslarını verelim: Aguy-Şapsığe 1,940, Şehekey 724, Kalej 393, Hacıko 518, Psıbe 416, Küçük Psevışho 253 = 4,244. Diğer 18 Şapsığ yerleşimini saymadık. Bu durumda sayı nasıl oluyor da 1,914’e düşebiliyor?.. Burada bir toplum mühendisliği olmalı. Şapsığe Adıge-Xase DÇB’ye bağlı, uydu bir örgüt. Öyle olmak da zorunda. Yoksa para alamaz.
Sonuç olarak Adıge sayısı 22 bin üzeri azalmış, bu 22 bin kişi Çerkes (Kabartay) hanesine yazılmıştır. Bu tür Ali Cengiz oyunları ile mi Adıge ulusunun derin yaraları sarılacak?.. Bu çirkin oluşumdan DÇB ve oraya bağlı Adıgey ve Şapsığe Adıge-Khase’lerinin hepsi sorumludur. Ya Adıgey yönetimi?..
Dostluk ilişkisi eşitlik, karşılıklı güven, saygı ve dürüstlük  temeline dayanırsa anlam kazanır.
Bu etnik mühendislik oyununda DÇB destekli 8 Kabartay derneğinin aktif rol oynadığını biliyoruz. Ruslar Adıgelerin Adıge adı altında değil de, Çerkes adı altında yazılmalarında bir keramet görüyor olmalılar…
Tarih ile oynama
Sovyet döneminin kapanmasıyla önce Abhazlar, ardından Kabartaylar Adıge-Çerkes tarihi ile oynamaya, yalan yanlış şeyler yazmaya, uydurma haritalar yayımlamaya, her şeyi nalıncı keseri gibi Abhaz ve Kabartay hanesine yontmaya başladılar.
Sürekli bir dış otoriteye bağlı yaşamış ve derebeyleri (pşı) tarafından yönetilmiş olan Abhaz ve Kabartayların özel tarihleri, Adıge ulusunun genel tarihi üzerine geçirilmek istense de, geçirilebilir mi? Şişirme halk anlatımları, folklorik söylentiler tarih diye sunulabilir mi? Kanjal Savaşı benzeri anlatımlar birçok yerde, örneğin Anadolu anlatımlarında da vardır. Bu tür şeyler dezenformasyona, bilgi kirliliklerine yol açıyorlar. Çok kişiyi de yanıltabiliyorlar. Sırası geldikçe bunlara da değinmeye çalışacağız. Çünkü dezenformasyon okları şimdi sessiz konumdaki  gururlu Adıge (Çerkes) varlığına çevrilmiş bulunuyor. Çoğu kişi durumun farkında bile değil.
Daha önce Abhaz işbirlikçiler Adıge dili ve tarihi konusunda asılsız bilgiler, uydurma haritalar sunuyorlardı. Ancak yalanları ortaya çıktıkça (teşhir edildikçe) dışlandılar ve etkisizleştiler.
Tabii dürüst Abhaz ve Kabartaylarla sorunumuz olamaz.
***
Bütün bunlar Rus milliyetçilerin, tarihi Çerkesya’nın ortasında bulunan Adıge Cumhuriyeti’nden rahatsız olduklarını ve onu bir biçimde yok etmek için fırsat kolladıklarını belli ediyor. Çok sinsi ve aşağılık bir oyun ortaya konuyor. Bunun tarihi örnekleri de var. Gerektiğinde ortaya koyabiliriz. Geç de olsa, Adıge ulusunun ve Şapsığların bu çirkin oyunu bozacaklarına inanıyorum. Çünkü doğru taraf ve haklı olanlar onlardır.
***
Şimdi Adıgeleri yıpratma görevi Abhaz yardakçılardan Kabartay işbirlikçilere devredilmiş gibi görünüyor. Olaylar bunu doğruluyor.
Dürüst Kabartaylar bu oyuna karşı çıkmalıdır. Ama şimdilik sesleri çıkmıyor. Peki işbirlikçilerin bir başarı şansları olabilir mi?.. Örneğin, Adıgelerin Kabartaycayı, Kabartayların da Adıgeceyi öğrenmeleri şansı kalmış mıdır? Kalmamıştır, çünkü ikisi de Rusça tarafından yutulma sürecini yaşıyor, Rusça ortak bir dil oldu. Anlaşmak için her iki dil de Rusçaya muhtaç. Asıl bunu görmek gerekir. Rusçanın ortak dil olması, baskı (asimilasyon) aracı olarak kullanılmadığı sürece kötü şey değil. Ama durum İsviçre’deki gibi özgürlükçü değil.
Örneğin yüz yıl kadar önce İsviçre”nin Graubünden Kantonu nüfusunun yarısı Romanşça konuşuyordu, şimdi yüzde 15 Romanşça konuşuyor. Romanşça Almanca karşısında geriledi, ama bu bir doğal asimilasyon, politik bir baskı sonucu değil. Almanca konuşan Romanş kendisinin Romanş kökenli olduğunu biliyor, isterse çocuğunu Romanş okuluna yazdırabilir.  Kurnaz Rus ise baskı uyguluyor, Kabartay ve Adıge işbirlikçilerini kullanarak, uyguladığı asimilasyon politikalarını gizlemeye çalışıyor, işbirlikçilerini değişik maskeler altında sahaya sürüyor, onları kendi anadilini değersizleştirmesi konusunda  görevlendiriyor. Rus niye böyle yapıyor? Çünkü Adıgeler dışında büyük bir diasporası olan başka bir RF azınlık topluluğu yok. Diaspora bilinçlenme süreci içinde, bilinçlenme baskıcı Erdoğan rejiminin sona ermesiyle hızlanacaktır. Gidiş onu gösteriyor.
Kabartayların diasporası küçük. Onun için Adıge diasporası kullanılmak isteniyor. Türkiye Adıge azınlığı sağcı ve  faşist baskı nedeniyle ses çıkaramıyordu.  Rus ise, şimdilerde Adıgeleri uyutma, silme taktiğini uyguluyor… Dürüst değil…
Ne yazık ki bu tür oyunları ve açtığı yıkımı gören kişi sayımız şimdilik çok az.
Dünya da oynanan oyunu ve gerçek dışı nüfus sayımı listelerini doğruymuş gibi algılıyor.Azız” diyerek bizi önemsemiyorlar. Ancak Abhaz, Abazin ve Kabartaylar dışında Adıgelere takan bir Kafkasya halkı daha yok. Toplumumuz şimdilik sinsi Rus politikalarının ve ardındaki işbirlikçi Kabartay oyunlarının farkına varamıyor.
Yorum Yap