Çerkes Sorunu ve Gerçekler – VI
Şamil’in Kabardey seferi, amacı ve sonucu
Şamil 1846’da Kabardey’e yürüdü. Kabartay prenslerinden (pşı) destek bekliyordu. Amacı Kabardey üzerinden daha batıya geçmek ve Ruslarla savaş içinde olan büyük nüfuslu Adıge ülkesine ya da Çerkesya’ya ulaşmak ve mücadelenin boyutunu büyütmekti.
Buna karşılık Şamil’in gücü küçük bir yöre olan Çeçenistan’ın dağlık yörelerine tıkılıp kalmıştı. Egemenlik alanını büyütemiyordu. Dağıstanlılar, İnguş ve Osetler Şamil’in mücadelesine destek vermiyorlardı (ya da veremiyorlardı).
1557 yılından, 289 yıldan beri Ruslarla karşılıklı yarara dayalı ilişkiler kurmuş olan ve Ruslardan koruma alan Kabartay prensleri (pşı) Şamil’e destek vermediler, çünkü bedelinin ağır olacağını biliyorlardı. Bunda bir yarar da görmüyorlardı. Prenslerin bir meclisi vardı ve düşüncesiz hareketlerden kaçınırlar ve birlikte karar alırlardı. Prensler dağ geçitlerine muhafızlar yerleştirerek Şamil’e katılım girişimlerini önlediler ve Rus yanlısı bir pozisyon aldılar.
Sınıf bilinci olmayan Şamil, dini ideoloji ve propaganda yoluyla Kabartayların egemen-sömürücü sınıfını, din adamı ve soyluları yanına çekemeyeceğini bilmiyor olmalıydı. Bazı prenslerin dolduruşuna gelmiş ve yanlış ata oynamış olmalıydı. Dış dünyadaki, Avrupa’daki devrimci mücadelerlerden, işçi-emekçi hareketlerinden ne ölçüde haberdardı, bilemiyoruz.
Rus birliklerinin Şamil’in üzerine yürümeleri
Nitekim Rus birlikleri Şamil’i hedef almış, kuzeyden ve Terek Hattından Kabardey’e doğru hızla ilerlemekteydiler.
Şamil hareket halindeki piyade birliklerine (gerillalara) komuta ediyordu. Bir yerde uzun süre duracak, bekleyecek ve birliklerinin gıda ihtiyacını karşılayacak durumu yoktu. O bir gerilla ağırlıklı savaş veriyordu. Açık savaş Şamil’in mahvı olurdu. Şamil’in her bir müridi birkaç günlük yiyeceğini torbasına koyup gelirdi. Bir avuç kavrulmuş un ve bir bardak su, bir müridin (din savaşçısının) günlük yiyeceği demekti.
Şamil kuşatılıp yok edilmekten son anda kurtuldu ve Çeçenistan’daki üssüne hızla döndü, askerleri de köylerine döndüler.
Ruslar bundan sonra yol ve kale inşaatlarına yoğunluk verecek, Şamil’i karargahından çıkamaz ve kımıldayamaz hale getireceklerdi.
Dış destek almadığı sürece Şamil’in bir başarı şansı kalmamıştı, ama Türkler ve Abzahlar henüz bunun farkında değillerdi. Şamil’den çok şeyler umuyorlardı.
Ruslar Şamil’in taktiklerini öğrenmişlerdi, artık Şamil’in hareketlerini izleyecek ve hareket alanını durmadan daraltacaklardı.
Benzer İçerikler
Şamil’in Çerkesya’ya el atması ve şeriat ideolojisini yayması
Şamil Adıgeler arasına elçiler yollamaya, din ve savaş ideolojileri yaymaya başlamıştı. Din adamları (yefendi) yoğunluğu olan Abzah yöresinde taraftarları çoğalmıştı.
Daha önce Adıgeler “Peçetnıko Zefes” adı verilen bir toplantı yapmış, birlikte hareket etme kararı almışlardı. Toplantıya Abzahlar da katılmışlardı.
Karara göre Adıgeler savunmada kalacak ve birlikte hareket edeceklerdi.
Abzahlar ortak karardan ayrıldılar, yefendiler ve köy muhtarları 1848 yılında Şamil’in gönderdiği Molla Mıhammed Emin’i lider olarak tanıdılar (Ona biat ettiler). Muhammed Emin, Şamil’in naibi (yetkili temsilcisi) olarak kabul edildi.
Muhammed Emin’in faaliyetleri
Muhammed Emin hızla Çeçenistan’daki gibi bir şeriat sistemi kurmaya ve şeriat yasalarını uygulamaya başladı. Buna göre şeriat düzenine karşı koymanın yaptırımı ölüm cezası idi. Ölüm cezaları ya kurşuna dizme ya da hükümlünün ayağına taş bağlanıp ırmakta boğulması yoluyla yerine getiriliyordu. Ayrıca el ve kol kesme gibi şer’i cezalar da veriliyordu. Bu tür cezalara alışık olmayan Şapsığlar
uygulamaları insafsız ve gayri adil bularak reddettiler. Şeriat mahkemesi binalarını ateşe verip yaktılar, şeriatçı imamları (yefendileri) bölgelerinden kovdular.
Naip Muhammed Emin otoriter bir rejim ve vergi sistemi kurdu. Örneğin, bazı ödemeleri öşür (onda bir ürün vergisi) olarak kabul etmiyor, verginin altın ya da gümüş Rus rublesi ile ödenmesini şart koşuyordu.
Muhammed Emin Rus esirlerden özel bir muhafız birliği (devşirme ordu) kurmuştu. Bu birlikle terör estiriyor ve herkesi sindirmiş bulunuyordu. Devşirme askerler dahil herkesin günde 5 vakit namaz kılmasını zorunlu tutuyordu. Naib’in askerlerine “murtazık” deniyordu. Rejimin her tarafta casus ve hafiyeleri vardı. Kimse korkusundan ses çıkaramıyor, herkes Naib’in buyruklarına uyuyordu.
Naib oluşturduğu özel birliklerle Rus mevzilerine saldırmaya başladı. Üç yılda (1848-1851) 101 Rus mevzisine saldırdığı yazılıyor.
En sonunda Ruslar, 1851 yılında Naib’in birliklerini Unbi Dağında ağır yenilgiye uğrattılar ve Naib’i kımıldayamaz hale getirdiler. Naip güneydeki dağlık karargahında Şamil gibi izole bir yaşama mahkum edildi.
İki yıl sonra başlayacak olan 1853-1856 Kırım Savaşı Şamil, Muhammed Emin ve Şapsığların direnişini 8-10 yıl daha uzatacaktı.
(Devamı var)