Beş Nart Kardeş
Altın ve gümüş plaka çizimleri
Dünya arkeoloji tarihinde bu yıl, en önemli olaylardan biri, Veşade (Oşade) yığma mezarının kazıldığı tarihin 125 inci yılının Mayıs ayında kutlanacak olmasıdır. Kuzey Kafkasya’daki günümüz arkeologları, keşfedilen bu kültüre Maykop Kültürü adını verdiler. Niçin böyle bir ad verilmiş olabilir?
Kafkasya Savaşı 1864’te sona erince, Adıgelerden temizlenen yerlere Merkezi Rusya’dan yoğun bir Rus nüfusu, devletçe getirildi ve eski Adıge toprağına yerleştirildi.
Gelenlerin yerleştikleri yerlerde taş – beton yığını kentler ya da bacalarından gaz salınan fabrikalar ve demir yolları yoktu, gri dağlar altında el değmemiş ormanları, tertemiz, berrak akarsuları, gözün alabildiğince uzanan verimli tarım toprakları, hayvanların yayılacağı mera ve gür çayırları bulunan bir yerdi. “Yeni toprağa” uyum sağlayamayan ve geldiği yere geri dönenler de oldu, geri dönmeyenler Adıge köylerinin etraflarında kutır (Rus köyü, çiftlik) ve stanitsa (Kazak köyü) denilen ilen köyler kurarak yerleştiler. Müreffeh bir yaşam için var güçleriyle çalışmaya başladılar. Bu yeni gelenler, geldikleri bu yeni ülkede zengin gömülerle dolu onca yığma mezarları Adıgelerin şimdiye değin niçin kazımamış olmalarına şaşıyor ve akıl erdiremiyorlardı.
Yeni gelenler, Adıgelerde, yaşlıya, nahıja, ulusal köken ayırımı yapmadan saygı gösterme gibi bir geleneğin bulunduğunu nereden bilsinlerdi ki. Bu nedenle, Adıgeler kendi atalarına ya da başkalarının atalarına ait mezarlara dokunmuyor, kazmıyor, kabirleri açmıyor, yağma ve tahrip etmiyorlardı. Gömülü bu atalar, kuşkusuz yaşayanlardan çok daha yaşlı, nahıj (büyük, ulu atalar) idiler.
Adıge ülkesinin yeni yerleşimcileri içinden, çok geçmeden hırsız, soyguncu ve talancı kişiler,çeteler oluşmaya başladı. Bu gibi kişiler değerli gömüleri, tarihi eşyaları aramaya ve eski mezarları kazımaya, soymaya başladılar. Yığma mezarlardan çıkardıkları eşyaları satıyor ya da eritiyorlardı. Schultz David’in soyguncu çetesi en tanınmışı hırsız grubuydu. Eski Adıgey’de çok miktarda altın elde edidiği haberi Rusya İmparatorluk Arkeoloji Komisyonu’na ulaştı. Bunun üzerine yağmayı önlemek amacıyla İvan oğlu Profesör Veselovskiy Nikolay yöreye (Çerkesiye’ye) gönderildi. Profesör 1896 yılında Şıthale (şimdi Beloreçensk stanitsa) çevresindeki 56 yığma mezarı (höyüğü) kazdırdı.
Çıkarılan buluntular, benzerleri hiçbir yerde görülmemiş olağanüstü ve şaşırtıcı eşyalardı. Böylece Şıthale (At boğan; Beloreçensk) arkeolojisi kültür bilimi içine alındı. Bu buluntular Adıge tarihinin XIII – XV. yüzyıllarına aitti
Ölülerin gömülü olduğu odanın temsili resmi
O sıralar, Profesör, Nart Veŝade (Oshad) konulu anlatıları duymuş olmalı. Profesör Şıthale’den ayrılıp Maykop’a geldi, kentin kuzeydoğu tarafında, Kujorski’ye giden yolun kenarında bulunan Veşade’yi gözden geçirdi. Höyüğün üzeri kaliteli bir kille örtülmüştü, höyüğün yakınında kil toprağının alındığı çukur yerler vardı. Durumu inceleyen hoca, mükemmel döşenmiş bu höyüğün altında önemli mezarların bulunması gerektiğini anladı.
Ertesi yıl, 1897’de ünlü ressam Rerich Konstantin ile birlikte 25 Mayıs’ta Krasnodar’dan Maykop’a geldi. Kazıya başlamadan önce Abzahlar ile Mehoşların ayin (dua) yaptığı ve xase (hase; meclis) toplanma yeri olan Thaç’eğ ormanı bitişiğinde ve kutsal saydıkları Veşade’nin büyük bir resmi, renkli olarak Rerich tarafından yapıldı. Rerich resmi dönüşünde birlikte götürdü.
Sovyetler Birliği 1991’de dağıldı, o tarihe değin resim Leningrad Üniversitesi’nde bir duvarda asılıydı, ancak Veşade’nin (Oshad) büyük tablosu ansızın kayboldu. Veselovskiy 1897 Mayısında çok sayıda işçi ile bir kazı heyeti oluşturdu, kent kenarında duran 11 metre yüksekliğindeki yığma mezarı kazdırmaya başladı. Yazdığına göre, Haziran ayında Maykop’tan ayrılıp Kostromskoy stanitsasına (Kazak kasabasına) gitti. Oradaki kazıda 33 cm uzunluğunda kalkan üzerine konan altın geyik başı bulundu. Bunun İskit kültürüne ait değerli bir yapıt olduğu belirlendi.
Nartların yükselttiği höyük
“Çok eski bir dönemde, Nartlar zamanında, Şhaguaşe (Belaya) Irmağının sağ yakasında, Koeş (Domuz çiftliği) denen ve şimdi Maykop’un bulunduğu vadide Veŝade adı verilen olduça yüksek ve güzel bir höyük bulunuyordu. Eski öykülerde dağdan inen aç bir Abzah’ın şöyle dediği anlatılır: “Ah, Veŝade’nin kaçamağı (mamırıs), Şhaguaşe’nin peynir suyu (kundısv) ile karnımı bir doyurabilseydim!”
Nart öyküsünde (ĥiŝe) anlatıldığına göre, yığma mezar (keğesey; къэгъэсэй) Nart Veŝade (Oshad) için yapılmıştı. Bu ailenin başına gelmiş olan büyük yıkım halen anlatılır.
Şhaguaşe Irmağı yukarı çığırında, kaynak tarafında, Ĥımış Vadisinde (Xъымыщ к1эй) hayvan sürüleri olan, zengin beş kardeş yaşıyordu. Susay adlı biricik ve çok güzel bir kız kardeşleri vardı. Evlenme çağına ayak bastığı için çok sayıda talipli (pseĺıĥu) yanına geliyordu, kardeşler kızı kendileri gibi zengin birine vermek istiyor, birçok talipli genci uygun bulmayarak geri çevirmiş durumdaydılar.
Veşade (Oshad) höyüğünde çıkarılan altın sürahi
Yiğitliği ve cengaverliğiyle ünlü Nart Kojevıb, Nart kardeşlerin evine konuk oldu. Kojevıb ile Susay birbirlerini sevdiler, ama kız, ağabeylerinin zengin olmayan bu gençle evlenmesine izin vermeyeceğini biliyordu. Kız mart ayında kardeşlerinin sürüleri dağ çayırına götürdüğü bir sırada, Kojevıb’a kaçacağını söyledi ve karşılıklı sözleştiler.
Sürenin gelmesi üzerine Kojevıb gelip kızı atına alıp kaçırmaya başladı. Olay kızın kardeşlerine duyuruldu, kardeşler kız kardeşlerini kaçıran atlının peşine düştüler. Yetişen her biri Kojevıb’ın ardından ok atmaya başlıyor, ama isabet ettiremiyordu. Koşevıb’ın kendi yaman bir cengaverdi, arada bir göğsünü geriye çevirip ok atıyor, peşine kendisine yaklaşanı öldürüyordu, sonunda beş kardeşin beşi de öldü. Ama Kojevıb’ın kendi de öldürücü bir ok yedi ve can verdi. Susay sevdiği kardeşlerini yitirdi, taliplisi de öldü, bir başına kaldı. Başına gelen bu acıya dayanamadı ve kendi canına kıydı.
Her biri can verdiği yere defnedildi, üstlerine büyük bir toprak örtüldü ve höyükler (yığma mezar; keğesey) oluştu. Eski Adıge ülkesinde yedi büyük yığma mezar vardır: Veşade (Ошъад; Oshad) – Büyük Maykop höyüğü, Arım – Kujorski (Kuĵaye) höyüğü, Çemdeĵ ile Kolasıĵ – Kabıhable köyü batısında Vıle (Ul) Irmağı kıyısında, Çençepao (Ćenćepao) – Haćemzıye tarafında, Susay’ın höyüğü ise Mamhığe köyü yakınında, tarlalar içinde ve bir başına duruyor, ama höyük yeri sürülmüyor. Kojevıb – Laba Irmağının sağ yakasında Vozdvijenski stanitsasında (Kojevıb) bulunuyor. Bu yerin Adıgece adı Kojevıb.
Ulu Maykop höyüğünün öyküsü gibi, o yerden çıkarılan yapıtlar da benzersiz. Höyük yer yüzeyine değin açıldığında, kalın tahtalarla birbirinden ayrılmış, yan yana üç mezarla karşılaşıldı. Mezarların derinliği 142 cm. Mezar dipleri dere taşları ile döşeliydi, kenarlara da küçük çubuklar (kazıklar) çakılmıştı. Cesetlerin ayakları kıvrılmıştı, ölülerin yüzleri güneye dönüktü, sağ taraflarına yatırılmışlardı, her bir mezarda birer ölü yatıyordu. Üzerlerine bol boya döküldüğünden kemikler kıpkırmızı olmuştu.
Güneye dönük mezarda yatan ölünün çok sayıda takısı vardı: Üstüne altın çiçekler işlenmiş bir taç, gümüş, altın ve değerli taşlardan yapılma büyük ve küçük boyutlu incik boncuklar. Sayıları 5000’den çoktu. Onlarca altın dikiş, küçük delikleri olan ince tabakalara işlenmiş öküzler, sağa ve sola adım atmaya hazır aslanlar. İlk altın dikişler öyleydi. Daha sonra, uzun bir zaman sonra, altın iplikler kullanılmaya başlanınca bunları eşyaların üzerine dikmeye başlamışlardı.
Kemiklerin sağ ve sol yanlarında her biri bir metre ve 17 cm uzunluğunda 8 boru (sırb) vardı. Bunların yanında, borulara asılan altın ve gümüş heykeller bulunuyordu. Mezar dibinde altın, gümüş ve pişmiş topraktan yapılma değişik kap kacaklar vardı. Aralarında bronz ve taştan yapılma aletler de bulunuyordu.
Altın geyik heykeli
Eskiden insanın öldüğüne inanılmıyordu. Şimdi de “dünyasını değiştirdi – yidunay yıĥojığ” diyorlar. Öbür dünyada (hadrıxe) yiyeceği yemekleri, ölünün yanına konan tabaklara koyuyor, içecekler de testilere dolduruluyorlardı. Eskiden Adıgeler ölülerden çok korkarlardı. Onlardan bir kötülük gelmemesi için ölülerin yanına çok sayıda eşya bırakırlardı. Sağken kullandığı eşyaları hadrıhe’de de (öbür dünyada) kullanabileceğini sanıyorlardı.
Maykop Kültürü öğreniliyor
Veşade höyüğünden, diğer yaşıtlarından farklı olarak çok sayıda arkeolojik yapıt çıkarıldı.
Maykop Kültürü Kuzey Kafkasya tarihi ve arkeolojisi içinde en üst düzeyde kültür örnekler arasında yer alıyor. Höyükten çıkarılan eşyalar baz alınarak, Kuzey Kafkasya’daki erken bronz çağına Maykop Kültürü adı verildi.
Bu arada Adıge toprağında mevcut höyük bolluğu ve zenginliği, uzun yıllar boyunca Adıgelerle ilişkili sayılmadı, Adıgelere bağlanmadı, Adıgelerin böylesine üstün bir kültürün yaratıcıları olamayacakları iddia edildi, bu höyüklerin ve bu höyüklerden çıkarılan eşyaların, dışarıdan gelen birilerine ait olduğu ya da olabileceği söylendi. Ancak kazı heyetleri erken bronz çağına ait eski yaşam yerlerini açığa çıkarmakta gecikmediler, Veşade’den (Oşad) çıkarılanların benzerlerini bulmaya başladılar, bunun bir sonucu olarak, Maykop Kültürünün adı özel olarak anılmaya başlandı. Maykop Kültürü içinde konumlanan eski yerleşim yerlerini, ilginç anıtları her yıl ortaya çıkarıyor, bunları inceliyor ve değerlendirmeler yapıyoruz.
Boğa heykeli
Taman Yarımadasından Dağıstan’a uzanan bir alanda Maykop Kültünün bulunduğunu, bu kültürün merkezinin Adıgey, Adıge yurdu olduğunu belirlemiş bulunuyoruz.
Her yıl keşfettiğimiz eski yerleşim yerleri ile höyükleri kazıyoruz. Bu son 40 boyunca, daha çok Krasnodar Barajı kıyılarındaki kalıntılar üzerinde çalıştık. Rusya, Fransa ve İsviçre’den gelen arkeologlarla birlikte inceleme ve değerlendirmeler yaptık. Maykop Kültürünün 5500 yaşında olduğunu, yaşının daha önce söylenenden en az 1000 yıl daha geriye gittiğini Fransız bilim insanları ile birlikte saptadık.
Avrasya’da en önemli sayılan ve şaşkınlıkla karşılanan kültürlerden biri de Maykop Kültürüdür ve kökü kesin olarak Adıge ulus temeline dayanmaktadır. Ama bu kültür anıtına, gereken saygıyı göstermiyor ve değeri vermiyoruz. Adıgey’den söz eden yazılar yazan birileri, ilk önce Veşade (Oshad) höyüğünden söz ediyorlar. Bu yıl büyük Maykop Höyüğü Veşade’nin kazılışının 125 inci yılı nedeniyle, Kurgannıy caddesi yenileniyor, onun gibi, anıtın da önemli bir onarımdan geçirileceği umudunu taşıyoruz.
Altın kız kemeri
Tev Aslan,
Adıge Ulusal Müzesi bilim çalışanı, arkeolog, Adıge Cumhuriyeti onursal kültür emekçisi.
Adıge mak, 31 Mayıs 2022
İlgili bir yazı için bk. “Adıgelerin Tarihi ve Eski Çağlar”, Mfenef.com