Şapsığ Adıge Xase Başkanı Çaçuh Mecid ile Görüşme: Şapsığ Köylüler Topraksız Kaldı

 

Adıge bayrağı üzerinde parıldayan 12 yıldızdan biri Şapsığları temsil ediyor. Şapsığlar kadim/eski bir halk, ilginç ve güzel bir toplum.

 

Bir zamanlar büyük bir ulus olan Adıgeler bir araya gelip ulusu ilgilendiren sorunları khase’lerde (halk meclisleri) ele alıp çözüyorlardı. Sovyetler döneminde khaseler kalkmıştı, ancak demokratik yaşama yeniden adım atmamızla birlikte khaseler yeniden kurulmaya başlandı. Khaseler cumhuriyette ve ilçelerde kuruldular, ama sıra temel, ulusal sorunlara geldiğinde khaseler çözüm üretemiyorlar.

 

Şapsığlar farklı bir toplum. Diğerlerine benzemiyorlar. Ulusal geleneklerini ve geçmişe ilişkin anılarını/ ulusal hafızayı canlı tutmayı başardılar. Adıgey dışında, ayrı bir yerde yaşıyorlar, yine de kadim Adıge toprağında kalmayı başardılar. Köyleri büyükçe değil, ama düzenli ve tutarlı bir yaşamı olan ve bir geleneği izleyen insanlar. Geleneksel Adıge karakter ve davranışlarını daha fazla korumuş bulunuyorlar. Yaşlıları akıllı, bilge ve zeki kişiler, zamana ayak uydurmasını biliyorlar. Gençleri yeni yaşama ayak uydurabilmişler. Bu işin bir yanı. Diğer yandan içinde yaşadıkları kray (büyük il) zengin iller arasında, Şapsığlar Soçi’nin yerlileri, yine de çözüm gerektiren sorunları az değil. Doğrudur, büyük dedelerimizin yaptıkları gibi, ulusun karşısında beliren sorunların ilk önce ve eksiksiz götürüldüğü yer, Karadeniz kıyısı Şapsığlarının oluşturduğu “Adıge Khase” (halk meclisi) örgütüdür.

 

21 yıldan  beri Harun oğlu Çaçuh Mecid (Ćaćıĥu Mecıd) Adıge Khase’nin başkanı. Mecid, köyler, okullar, kulüpler ve emeklilerle yetinmiyor, bütün yönleriyle mutlu bir yaşam sürdürmeleri için, köylülerin öz topraklarında çalışmaları, konutlar inşa etmeleri, kendine yeterli, geçinecek bir ekonomiye kavuşmaları, ileri düzeylere yükselmeleri, ulusun ulus olarak ayakta kalması, örnek toplumsal ilişki ve geleneklerini korumaları ve yaşatılmaları için var gücüyle çalışıyor.

 

Çaçuh Mecid bugün konuğumuz, kendisiyle görüşüyoruz.

 

– Mecid, hoş geldin. Şu sıralar Şapsığe’nin “Adıge Khase” örgütünün çözmeye çalıştığı sorunlar nelerdir ve nasıl şeylerdir?

 

– Dil sorunundan giriş yapalım. Ulus olarak ayakta kalmak istiyorsak, dilimizi asla yitirmemeliyiz. Dilimizi yitirmemek ve yaşatmak için kesintisiz bir uğraş veriyor, çözüm yolları arıyoruz.

 

Köylülerimiz topraksız, hayvanlarını yayacak otlaklardan yoksun kaldılar. İşyeri sayısı çok az, bu nedenle gençlerimiz köylerimizi terk ediyorlar. Bu gibi sorunları sürekli ele alıyor, çözümler üretmeye çalışıyoruz, başardıklarımız yanında başaramadıklarımız da çok.

 

– Bağlı bulunduğunuz Krasnodar Kray Valisinin yanınıza pek gelmediğini biliyoruz. Bir süre önce Vali Aleksandr Tkaçev (1) yörenize (Şapsığe’ye) geldi, çok kişiyle de görüştü, yaşlılarınızla bir araya geldi, sorunlarınızı ona da açtınız. Sonucu ne oldu?

 

 

 

– Vali A. Tkaçev’in ( o zamanki vali) Şapsığe’ye gelmesine son derece sevindik, çünkü aynı Kray’ın (vilayetin) içinde yaşıyoruz, il nüfusunun bir parçası, bir kesimiyiz, yaşam biçimimizi görmesini istedik. Vali’nin sorunlarımıza kulak vermiş, isteklerimizi duymuş, yardımcı olacağı umut ve izlenimini bizde uyandırmış olmasını sevinçle karşıladık. Bu nedenle kendisine Karadeniz kıyısı Şapsığları adına teşekkür ediyorum.

 

Sorunumuz çok, valinin yardımları sayesinde çözüme kavuşturduklarımız da var. Örneğin, “Uluslararası uyum ve ulusal kültürlerin geliştirilmesi” adlı il (kray) programı üzerinde ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Her yıl kültürü geliştirme programı kapsamında iki milyon ruble (35 bin dolar) para il bütçesinden bize ayrılıyor. On yıldan beri köylerdeki kulüpleri, okuma salonlarını ve okulları yeniliyoruz. Eksiklikleri gideriyor, kulüplerin yer aldığı binaları donatıyoruz, okullarda da onarım çalışmaları yapıldı, yeni inşa ettiğimiz binalar da var. Ayrıca “Şapsığe” (Şapsugiya) adlı folklor topluluğumuz için yeni kostümler diktirdik, topluluk değişik yarışmalara katıldı, Adıgelerin yaşadığı dış ülkelere de gidiyor.

 

Kültür evleri, kulüpler ve okullar faal halde, tüm gereksinmelerini karşılıyoruz. Şimdiki durum düne göre çok daha iyi.

 

– Şapsığların yeterli toprağının kalmadığını, otlak ve çayırlarının ellerinden alındığını biliyoruz. Konut inşa etmek için verilmesi gereken yasal arsa payını yönetimin vermediğini duyuyoruz. Bu tür güçlükleri aşmanın bir yolu yok mu?

 

– Toprak sorunu bizi kaygılandıran en önemli sorunlarımızdan biri. Geçinmek ve üzerinde gelişebilmek için gerekli olacak bir toprağımız olmalı ama kalmadı. Her bir Şapsığ ailesi kendi köyünde ve kendi toprağında, kendine ait bir evde, toplumu ve yakınlarıyla bir arada yaşamak istiyor. Ancak, paran olsa bile, bir arsa alamıyorsun, evsiz kalmış olsan bile yönetim/ devlet sana Psışuape (Lazarevsk) ya da Soçi’de ev ya da konut satın almana izin vermiyor (2). Bu durumda gençler ne yapsınlar? Gençler köyden ayrılıyor, kentte daire kiralıyor ve orada oturuyorlar. Üzerinde barınacağımız bir toprağımız kalmadığı gibi, arsa satın alma hakkımız da yok, bu durum ulusumuzun gelişimi karşısında duran büyük bir engel . Bu nedenle köylü nüfusumuz giderek azalıyor, anadili elden gidiyor, ulusal özelliklerimizi yitiriyoruz.

 

 

Sözgelişi kişilere arsa, toprak tahsis etseler, satma yetkisi vermeseler, sadece yararlansak, bunun kime ne gibi bir zararı olabilir ki?..

 

Ne yapılabilir? Toprağa ilişkin genel bir plan var, bu iş üzerinde ciddi bir çalışma yaptık. Planda, toprakların yeniden köy sınırları içerisine alınmaları öngörülüyor. Plan uygulanacak mı, kaygılı bir beklenti içindeyiz. Toprak yeniden köylülerin kullanımına tahsis edilecek olursa, mülk sahipleri için bir zarar doğmayacak. Çünkü toprağın mülkiyeti toprağı satın almış olanlara ya da ulusal parklara ait olarak kalacak, bize sadece yararlanma (intifa) hakkı verilmiş olacak

 

Plan kabul edilecek mi, yoksa reddedilecek mi? Kabul edilmemesi düşünülemez. Şapsığların kadim, geleneksel uğraşları hayvancılık, arıcılık ve meyvecilik üzerinedir. Ulusun temel yaşam kaynakları şu an elinden alınmış bulunuyor. Yitirilen bu geleneksel yaşam biçimimizi, artık turistik amaçla ya da dinlenmek üzere köylerimize gelen konuklara köy müzelerimizde göstermekle yetiniyoruz. Ulusal kültürümüz eriyor, buhar oluyor, ulusun kendi de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu nedenle toprak sorununu sürekli gündemde tutuyoruz. Toprağımız olmadan ulusal varlığımızı nasıl sürdürebiliriz?..

 

Şapsığlar, diğer halklar gibi çalışmak ve yaşamlarını sürdürmek istiyorlar, buna hakları olmalı. Ulus, kadim yaşam kaynaklarını yitirmiş durumda, yaşamak için çok acil olarak toprağa gereksinimi var.

 

– Mecid, kolhozlar ile sovhozların dağıtılmaları sonucu, genel bir uygulama olarak, oralarda çalışan kişilere bir toprak payı (чIыгу Iахь) verilmesi gerekmiyor muydu? Bütün ülkede, her yerde böyle yapıldı.

 

– İyi bir noktaya parmak bastınız. Şapsığlar dışında toprak verilmemiş (ЗичIыгу Iахьхэр зэрамытыжьыгъэ) hiçbir ulus kalmamış koca ülkemizde. Toprağın kendi verilmedi, yerine hisse senetleri (arazi kuponları) dağıtıldı. Senetler elden çıktı, senetleri küçük bir zümre topladı, onların elinde birikti, toprak da pay senetlerini (arazi kuponlarını) satın almış olan kişilerin elinde kaldı. Topraklarınız çok değerli, arsa değerinde, turistik yatırım bakımından değer kazanacaklar denerek köylüleri havaya soktular. Şimdi, senetleri toplayanların kendileri de toprağı kullanmıyorlar, ama toprak hukuken köylülerin elinden gitmiş oldu. Sonuç olarak, fındık bahçelerini ve çay plantasyonlarını diken sardı, kullanılamaz hale geldiler (3).

 

“Adıge Khase”nin ve köylerimizdeki aklı başında kişilerin, yaşlıların talebi, toprağın başı boş bırakılması yerine, toprağın sahipleri tarafından uzu süreli olarak köylülere kiralanması, köylülerin kullanımına açılmasıdır. Aksi takdirde ulus olarak gelişmemiz, dahası varolmamız olanaksız.

 

– “Adıge Khase” toplantılar düzenliyor, toplantılarda ulusal sorunlar görüşülüyor ve kararlar alınıyor. Bu son toplantılarınızda ne gibi sorunlar üzerinde durdunuz?

 

– Khase’de özelliği olan birtakım kararlar aldık, hepsi ulusal anlamda önemli, şimdi o kararları yaşama geçirmek için uğraşıyoruz. Bizi yönetenler bize kulak verecek olurlarsa, aldığımız kararlar çözümü zor olan şeyler değil.

 

İlki.İlki. İçinde yaşadığımız Krasnodar Kray tüzüğünün 2. Maddesinde şöyle deniyor: “Krasnodar Kray’ın Kuban Irmağı kıyılarındaki toprakları Kazak grupların yerleşim alanıdır, Ruslar bu yerlerde eskiden beri yaşıyorlar ve Kray (il) nüfusunun çoğu Rus’tur”. Peki biz aynı yere, bu toprağa nereden çıkıp gelmişiz? Başka hiçbir ülke toprağında yaşamadık, kimsenin yaşam alanını da ele geçirmiş değiliz, bu yere konuk olarak gelip yaşamakta olan birileri de değiliz. Bu gibi noktalardan hareketle söz konusu maddenin değiştirilmesini ve Tüzüğe şu sözcüklerin eklenmesini istiyoruz: “…Adıgelerin kadim/ tarihsel toprağı, bu nedenle sayıları azalmış olan Adıge-Şapsığların hakları ile çıkarları, Rusya Federasyonu Anayasası ve Krasnodar Kray’ın yasal organları eliyle korunur”.

 

İkincisi. Biz yeni bir şey söylemiyoruz. Rusya Federasyonu Hükümeti tarafından alınan 22 Mart 2000 tarihli (N 55) sayılı kararda Rusya Federasyonu’nda yaşayan küçük ulusların listesi yayınlandı. Böyle olmakla birlikte, yine de Kray Tüzüğü’nde değişiklikler yapılması gerekiyor, bu da kolay şey değil. Durumu Valiye bildirdik. Sorun Kray milletvekilleri ile komiteler başkanlarının katıldığı toplantılarda da görüşüldü…

 

Krayda yerli halk olarak yaşadığımızı Kray Tüzüğüne (Устав) yazdırmamız için Kray Parlamentosu üye çoğunluğunun bizi anlaması ve bizi desteklemesi gerekiyor. Çünkü yasalara uygun hareket ediyoruz.

 

– Bir ulusal toplum olarak yeryüzünde bulunuyorsunuz, Krasnodar Kray’da yaşadığınızı ve bir etnik grup olduğunuzu Tüzüğe koydurmanız gerekmiyor mu?

 

– Gerekiyor. Ancak böyle dar bir alanda sıkışmış olmak mutluluk verici değil, gelişmeni engelliyor. Bir yararı olacaksa, bizim bir ulus olarak var olduğumuzu kanıtlayacak belgeler var. Rusya Federasyonu tarafından çıkarılan “Yerli halkların geleneksel yerleşim yerleri listesi hakkında” (О перечне мест традиционного проживания коренных народов) adlı kararda yerli halklar ve bulundukları topraklar, bu topraklardaki yaşam yerleri yazılı. Bunu biz yazmadık, bu kararı biz çıkarmadık, devlet tarafından çıkarılmış bir yasa hükmü bu. Ancak, Karadeniz kıyısı Şapsığları olarak, Krasnodar Kray’da yaşadığımız, topraklarımızın Kray sınırları içinde bulunduğu, ailelerimizin ve toplumumuzun Kray’da yaşadığı Kray’ın kayıtlarında yazılı değil, yazdırmanın çalışmaları içindeyiz. Tek bir aile olsa da, Soçi’nin Lazarevsk ilçesinde bir Şapsığ ailesinin yaşamakta olduğunu resmen kaydettirmemiz gerekiyor. Şapsığların yaşadığı köylerin adlarının yazılı olduğu belgeler/ yazılar hazırladık. Ama 2014 Kış Olimpiyatları sona ermeden sorunumuzu ele almayacaklarını anlıyoruz (4).

 

-Bağlı olduğunuz Krasnodar Kray’a kabul ettiremediğiniz sorunların peşini bırakıyor musunuz, yoksa başka makamlara, federal makamlara da sorunlarınızı götürüyor musunuz?

 

– Hazine arazisinden (mülkünden) yararlanmak için Federal Emlak Yönetimi Ajansına başvurduk, sorunu açıkladık. Bizden Şapsığların o yerin yerli halkı olduğunu ve o yerde eskiden beri oturduklarını kanıtlayan belgeler göstermemizi istediler. Bu iş için üç yıl uğraştık. Sorunun peşini bırakma niyetinde değiliz. Çoğu gitti azı kaldı. 2014 Kış Olimpiyadı sonrasında işi ilerletmeyi düşünüyoruz.

 

– Mecid, ulusal park size yarardan çok zarar vermiş bulunuyor. Yaşadığınız ülkede size toprak ya da konut verilmeyecek, böyle bir durumla karşı karşıyasınız. Khase bu engeli aşmanın bir yolunu bulabilecek mi?

 

– Önemli bir durum. Şapsığ köylerinin tüm toprakları ulusal park sınırları içine alındı. Sınırın bahçeleri bölerek geçtiği yerler bile var. Şimdi izinsiz olarak park toprağına ve ormanlarına giriş yasak. Bu yüzden çatışmalar çıktığı da oluyor. Hayvanlarımızı otlatacak yerimiz kalmadı. Bu işi çözmenin peşindeyiz, sorunu kısa yoldan çözemeyeceğimizi de biliyoruz. Federal makamlara da başvuruyoruz. İşte, Rusya Federasyonu Doğal Kaynaklar ve Ekoloji Bakanlığının “Milli parkın orman fonunun dörtte birinde imar hakkı verme” kararı alması işinde katkıda bulunduk. O karar bize ne sağlayacak? Şapsığların, köylerinin yakın çevrelerinde tarımsal faaliyette bulunmaları mümkün olacak. Çok sevindirici bir durum. Ancak işin içinde bir terslik (yanlışlık) oluştu. Orman Fonu’na ilişkin karar hazırlanırken ormancılar dörtte bir (çeyrek) parsel numaralarını doğru göstermediler, yanlış yazdılar. Eski belgeleri kullanmış olmalılar, parseller karıştı ve bu karışık haliyle belgeler Moskova’ya gönderildi.

 

Ormandan yararlanma amaçlı orman çeyrek parsellerini yeniden çizdirdik, beş yıldan beri bu işle uğraşıyoruz, ancak bakanlık ikinci kez aynı işle ilgilenmek istemiyor.

 

-Orman ve toprağın elden gitmesi, yararlanılamaması, köylünün elinden çıkmış olması üzücü bir durum. Bir gelir kaynağı olmadan nasıl yaşayabilirsiniz?

 

– Ekstansif (üstünkörü, basit) tarımsal işler yapmamıza izin veriyorlar. Bu da ormana zarar vermeden, ağaçları kesmeden ya da yaralamadan meyve toplama, ormana arı kovanları yerleştirme ve hayvan otlatmayla sınırlı. Bakanlıkça alınan karar yürürlüğe girmiş olsaydı, köylerden başlamak üzere 7 km derinliğe kadar ormana girip çalışma olanağına kavuşacaktık.

 

– Senin ve arkadaşlarının çabalarınızın ulusal çıkara yönelik şeyler olduğundan kuşkum yok. Neler yapıyorsunuz?

 

– Meclisimizin toplantısında (Зэфэс) 16 maddelik bir karar aldık. Yılmadan bundan sonraki toplantıya değin çalışacağız. Başardığımız ya da başaramadığımız şeyler var. En önemli olanları anlattım, kalanları federal ya da kray (il) programlarından yararlanarak yerine getireceğiz. Şimdi de bir soruna değinmek istiyorum.

 

Bu değineceğim sorunu kendimiz çözmeliyiz: Şapsığ’da yaşayanların yaşam biçimlerine ilişkin bir etnografik uzmanlık çalışması yapmak istiyoruz. Basit bir iş değil bu. Konuya ilişkin çalışacak bilim insanlarımız yok, bu nedenle gelişiniz bizi çok sevindirdi. Heyet halinde gelmiş olmanız bizi memnun etti, gelenlere ve gönderenlere, hepinize teşekkür ederim. Adıgey’in yüzünü bize döndürmüş olmasından memnunuz.

 

Heyetinizin çalışma raporundan, yazdıklarından yararlanmak istiyoruz. Yaşama ilişkin değişik alanlarda eğitimli kişilere çalışmalar yaptırmak istiyoruz. Şapsığların günümüz yaşamına ilişkin araştırma ve incelemeler bulunduğu takdirde Adıge Cumhuriyeti Sosyal Bilimler Araştırma Enstitüsü’nün bize yardımcı olacağını umuyoruz. Böyle bir yazılı kaynağımız olması halinde, bunları değişik devlet makamlarına göstereceğiz, ulusal sorunumuzu daha kolay çözebileceğiz.

 

– Bundan yararlanacağınızdan, bilim insanlarımızın ellerinden geldiğince size yardımcı olacaklarından kuşku duymuyorum. Bizi dostça karşıladığınız için teşekkür ederim.

 

– Sizi yeniden Şapsığ toprağında ağırlamak isteriz.

 

Röportajı yapan

 

Şavko Aslanguaş.

 

http://www.adygvoice.ru/newsview.php?uid=13097

 

(1) – Günümüz Krasnodar Kray Valisi Venyamin Kondratev’dir.

 

(2) – Şimdi arsa, konut ve toprak satın alma konusunda yurttaşlara konmuş kısıtlamaların kalktığı belirtiliyor. Bkz. – http://cherkessia.net/author_article_detail.php?article_id=4476

 

(3) – Yeni düzenlemeye göre, devlet, toprağı üst üste 3 yıl kullanmayandan toprağı geri alıyor. Bu durumda Şapsığların topraklarına kavuşma olasılığı artmış olmalı. Durum nedir? Şapsığ’da oturan ve konuyu bildiğini umduğum Sayın Koble Muammer Canıdemir yeni durumu incelemiş ve sonucunu paylaşmış mıdır? Onu da bilemiyorum.

 

(4) – Krasnodar Kray’da, tarihi Çerkesya toprağında yaşayan Şapsığlar veya Şapsığ adı, küçük bir yerli halk biçiminde Krasnodar Kray Tüzüğü’nde yer almıyor. Anlaşıldığına göre Şapsığ başvuruları yanıtlanmıyor ya da savsaklanıyor. Şapsığlar, başka ülkelerden gelip Karadeniz kıyılarına yerleşen Rum ve Ermeniler gibi sıradan ve ‘yerli olmayan bir azınlık’ imiş gibi gösterilmek isteniyorlar. Buna karşılık 1790’larda Kuban’ın kuzeyine, 1860’larda da Kuban’ın güneyine, soykırımlar sonucu Rus Hükümetince yerleştirilmiş olan Kazakların adı, ‘yerli halk’ olarak Kray Tüzüğü’nde yazılı; Kazak ve Rus ‘yerli’. Aziz Nesin’lik, “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” örneği bir durum yaşanıyor. RF ve Krasnodar Kray makamları, Krasnodar Kray’ın Soçi ve Tuapse ilçelerinde asıl yerli halk olarak Şapsığların bulunduğunu, başka bir yerli halk olmadığını ve bu yerlerin Çerkeslerin öz anayurtları olduğunu elbette biliyorlar. 1924 – 1945 yılları arasında Soçi ve Tuapse ilçeleri içinde bir Şapsığ Ulusal Rayonu (İlçesi) bulunduğunu ve lağvedildiğini, bu yerde hâlen Şapsığların yaşamakta olduğunu biliyorlar ama bilmiyorlarmış gibi davranıyor, Adıge-Şapsığları yok sayıyor, üç maymunları “duymadım, görmedim, bilmiyorum” oyununu oynuyorlar. Amaç, Adıge-Şapsığların ya da Adıge-Çerkeslerin Krasnodar Kray’da kadim dönemlerden beri yaşamakta oldukları gerçeğini gizlemek ve bu yolla, gelecekteki olası hak taleplerininin önünü şimdiden “kesmektir” .

İlk yayın tarihi 23 Ağustos 2018. Güncellenmiştir.

Yorum Yap