Ukrayna – Rusya Savaşı

Çerkes Tartışma Ve Söyleşi Evi’nden:
Hapi Cevdet Yıldız
Amerika sorun yaratıp silah satmak istiyor. Savaş ve çatışma çıkmadığı sürece, silah sanayii krize giriyor. Ortadoğu olayları, Arap-İsrail çatışmaları ve Afganistan Savaşı şimdilik sona erdi. Sıra Ukrayna’da. Geçmişte Çerkesya korunmasız bırakılmış, Rusya’nın önüne atılmıştı. Korumasız Ukrayna’dan sonra sıra kime gelecek? Ukrayna’yı yabana atmamak gerekir. Peki üretimi olmayan Rusya, uzun vadede bu gerilimden ne elde edecek? Ya da aksine dökülecek mi? Rusya’nın geliri doğal gaz ve petrole dayanıyor. Bu kadar bir gelirle ABD, AB, Japonya ve Çin ile boy ölçüşebilecek mi? En iyisi Rusya’nın hızla demokratikleşmesi ve AB’ye katılması. Yayılacak olursa, Ukrayna ve Belarus ile 190 milyon eder. Kazakistan, Tacikistan ve Kırgızistan’ı eklerseniz 230 milyonu aşar. Moldova ve üç Güney Kafkas cumhuriyeti’ni de yanına alırsa, nüfusu 250 milyonu aşar. Ama sanayisiz 250 milyonluk bir Rusya İmparatorluğu nereye varabilir?..ABD, Zelenski ile nasıl iletişim kuruyor?
Yanıtla1gDüzenlendi
Ş Çetin Akgül
Hapi Cevdet Yıldız Rusya’yı çok ta küçümsemeyin. Sizin yazdıklarınız eski Rusya’da kaldı. Ekim 2012’de Rusya ABD’nin Savunma İleri Araştırma Proje Ajansı’na (DARPA) benzer bir yapı olan Gelişmiş Araştırma Vakfı’nı (FPI) kurdu. Bu kurum, başta hipersonik araçlar, yapay zeka, insansız su altı araçları (UUV’ler), bilişsel teknolojiler ve yönlendirilmiş enerji silahları olmak üzere savunma alanında yüksek getiri sağlayan teknolojilere odaklanıyor. Son on yılda, FPI tarafından yürütülen projelerde yönlendirilmiş enerji silahları, raylı silahlar, hipersonik araçlar ve UUV’ler alanında önemli gelişmeler sağlandığına tanık oluyoruz.
2010 yılında kurulan ve Rusya’nın silikon vadisi olarak adlandırılan Skolkova İnovasyon Merkezi’nde ise biyomedikal teknolojiler, iletişim, enerji ve nükleer teknolojiler başta olmak üzere farklı derin teknoloji alanlarında önemli buluşlara imza atılıyor. 2013-2020 yılları arasında bu merkeze yapılan toplam yatırım 15 milyar dolar civarında. Merkez dahilinde Çin ile birlikte yürütülen pek çok ortak proje var ve bu projeler ağırlıklı olarak 5G altyapısı ve nesnelerin interneti (IoT) teknolojileri üzerinde yoğunlaşıyor.
Rusya’nın dış bağımlılığa ve yaptırım tehditlerine karşı geliştirmekte olduğu ve en çok tartışma yaratan sistemler ise RUNET ve SPFS. “Rusya’nın bağımsız interneti” sloganıyla yola çıkan RUNET, internet servis sağlayıcılarının devlet tarafından sağlanan ve devlet denetimi altında bulunan ekipmanlar ve serverlardan oluşan bir internet ağı üzerinden işlem yapmasını öngörüyor. Bu yapı sayesinde internet ağı yurtdışındaki serverlardan bağımsız olarak işlediği için, ülkenin bu serverlarla bağlantısının kesilmesi durumunda dahi Rus kullanıcılar kendi aralarında veri alışverişi yapmaya devam edebiliyorlar. RUNET kimileri tarafından Putin’in dış müdahalelerden etkilenmeyecek, bağımsız bir internet kurma çabası olarak görülürken, sıklıkla getirilen eleştirilerden biri de bu sistemin Çin modeli bir sansür, gözetim ve engelleme aracı olduğu yönünde.
Ukrayna işgali ile gündeme gelen önemli konulardan biri olan SPFS sistemi ise Rusya’nın uzun yıllardır sistemden çıkarılmakla tehdit edildiği SWIFT’in bir alternatifi olarak geliştirildi. Dünya çapında en yaygın olarak kullanılan uluslararası para transferi sistemi olan SWIFT, ABD ve AB’nin Rusya’yla ilgili yaptırım tehdidinde bulunduğu her durumda masaya sürülüyor. Rusya ise dünya ekonomisinden izolasyonuyla sonuçlanacağı düşünülen bu yaptırıma karşılık, 2015 yılından bu yana kendi transfer sistemi olan SPFS üzerinde çalışıyor. Bu sistem şu anda 400’den fazla organizasyon tarafından kullanılıyor ve bankaların dışında kalan şirketler de bu yapıya dahil olabiliyor. Rusya’nın, sistemin yaygın kullanımını sağlamak için Çin, İran ve hatta zamanında Türkiye ile görüşmeler yaptığı da biliniyor. Rusya Merkez Bankası’nın henüz 2020 yılında açıkladığı verilere göre SPFS’deki mesaj trafiği, SWIFT trafiğinin % 18,8’ine ulaşmıştı. Ayrıca ülkenin en önemli petrol ve enerji şirketleri arasında bulunan Rosneft ve Gazprom’un da bu sisteme geçtiği bildirilmişti. Haliyle bu alanda da özerklik çabalarına hız veren bir Rusya ile karşı karşıya olunması, yaptırım tehditlerinin gücünü de nispeten azaltıyordu. Rusya’nın dışa bağımlı olmama stratejisinin meyvelerinin yanında, enerji bağımlılığı nedeniyle yaptırım taraftarı olmayan AB’nin tutumu da bu günlerde olası bir SWIFT yaptırımını engellemiş görünüyor.
Yanıtla19sDüzenlendi
Hapi Cevdet Yıldız
Ş Çetin Akgül Rusya’yı küçümsemiyorum. Silah sanayii ve teknolojisi alanında bir süper güç. Bilimsel araştırma ve geliştirmeye önem verdiği de biliniyor. Dediklerinize katılıyorum. Eleştirdiğim yan, ABD, AB ve Çin ölçütlerine göre küçük boyutta kalan yatırımlarla küresel çapta yarışmak olanaksız. Bilim ve teknolojide çok ilerlemiş olan 9 milyonluk İsrail yarışabiliyor mu? İsterlerse Japonya ve Almanya da Rusya’yı geride bırakacak ekonomik ve teknik güce sahipler. Onlar yayılma ve azınlıklarını ezme gibi politikaları çoktan terk ettiler. Köylü toplum olmayı üzerinden atamayan RF’de cumhuriyetlerin kendi dillerinde eğitim vermelerinin asimetrik boyutta kısıtlandığını biliyoruz. Bu da özgür düşünceyi ve ülke sevgisini zayıflatıyor. Yukarıda söylediğim ülkeler, Ukrayna, Kazakistan, vd komşular RF hanesine yazılsalar bile, RF’nin boy ölçüşecek bir güç haline gelemeyeceğini ve yanlış bir yol seçilmiş olacağını belirtmeye çalıştım. Bunun ötesinde RF’nin ABD karşısında uzay ve silah teknolojisi alanında en büyük askeri güç olduğunu yadsımış değilim. Sovyetler Birliği daha da büyük bir güçtü ama ayakta kalamadı. Şimdi RF’nin ayıracağı görece küçük bütçelerle sürdürülebilir bir rekabet mümkün olur mu? Bir Çerkes yaşlısı 1992’de Adıgey’in Penehes köyünde bana şöyle demişti: “Rusya’nın isterse üretemeyeceği hiçbir şey yok. O teknolojiye ve elemanlara sahip. Nasıl oldu da bu hallere düştük?”. Ben de rekabet, potansiyel güç ve para önemli demiştim. Sözün gelişi ABD 100 dalda üretim yapıyor. Rusya, potansiyel gücü olmasına karşın, para yetersizliği nedeniyle, diyelim 30-40 dalda üretimle yetiniyor. Teknoloji ve rekabete önem vermedi, veremedi, gizleme, gerçekleri örtme, yan yana iki dünya vardır gibisine gerçek dışı yolları seçti. Durumu idare edebileceğini sandı. Örneğin, halka ucuz verelim diyerek Lubitel marka fotoğraf makinası üretti, milyonlarcasını piyasaya sürdü. Lubitel 12 poz çekiyordu. Bir süre sonra Japonlar 36 poz çeken, mesafe ayarını kendi (otomatik) yapan daha ucuz, daha hafif ve daha şık bir model ürettiler. Milyonlarca Lubitel’in yeri çöplük oldu. İhtiyar ikna olmuştu. Sovyetler niçin o duruma düştüler? Otoriter ve bürokratik, Rus ırkçı bir devlete, sisteme dönüştükleri ve muhalif görüşlere izin vermedikleri için, projeyi toplum önünde tartışamadılar ve yanlış kararlar aldılar ve büyük bir ekonomik çöküntü ile karşılaştılar. Bu sadece bir örnek, birçok alanda benzeri yanlışlıklar işlendi. Rus yöneticiler kendilerini olduğundan daha güçlü göstermek istiyorlardı, böylece ABD’nin tuzağına düşmüş oldular. Bir analizimde Ukrayna’nın çetin bir ceviz olduğunu, Rusya’ya boyun eğmeyeceğini söylemiştim. Rusya şimdi bu durumla karşılaştı. Top yekun Ukraynalı işgale kahramanca direniyor. Diyelim Ukrayna’yı sindirdi, ne zamana kadar ve bundan ne gibi bir maddi yarar sağlayabilir? Birleşmeler gönüllülük temelinde olursa anlam kazanır. Batılı ülkeler işledikleri soykırım suçlarını (günahlarını) yeni yeni  kabul etmeye ve tarihle yüzleşmeye başladılar. Rusya tersini yapıyor, Putin Soçi için orada Grekler, Kolhidler, Romalılar, Türkler yaşadılar, biz orasını 1829 Edirne Antlaşması ile Türklerden (Osmanlılardan) aldık dedi, ama o yerin binlerce yıllık yerli ve egemen halkı olan Çerkeslerin adını anmadı. Yani Adıge-Çerkes ulusunu tarihten siliyor, hiç var olmadığı varsayımında bulunuyor. Nedeni ne olabilir? Yerli halka karşı işlenmiş olan soykırımı, bu halkın ülkesinden kovularak son bireyine değin Türkiye’ye gönderildiğini, yerlerine Rusların yerleştirildiğini biliyor, ama söylemeye ve Rus tarihi ile yüzleşmeye dili varmıyor. İşte Rusya’nın zayıf yanı,  güçsüzlüğü ve eksileri içinde bu gibi dilleri düğümleyen şeyler de var. Ukrayna bunu biliyor. Ukrayna için “Rus toprağıdır, Lenin’in suni, uydurma bir üretimi, cumhuriyetidir”, diyor. Güçlü olması için Rusya’nın öncelikle demokratikleşmesi, başkalarına saygı göstermesi, yalan yollara baş vurmaması ve tüm gruplara özgürlükler tanıması gerekiyor. Toprak küçülmeleri yaşayan Almanya, Japonya, İngiltere, Fransa, vd çökmüşler mi? Şu durumda Rusya’yı Çin, İran, Venezuela, Belarus, Esad rejimi gibi bazı otoriter yada totaliter ve çirkin rejimler destekliyor. Bu da bir Rus sempatisi oluşturmaya yetmiyor. Saygılar.
Yanıtla6sDüzenlendi
Ş Çetin Akgül
Hapi Cevdet Yıldız Rusya’nın ve dolayısıyla Putin’in yaptıklarının insani boyutları kabul edilebilir değildir ve tartışılmalıdır. Lakin bugün ABD ve NATO’nun Dünyayı köleleştirme siyasetinin karşısında direnebilen bir güç olarak dünya içinde önemli bir aktördür. AB’nin 2000 yılından günümüze dünyanın kendisinden beklediği liderliği görememesi ve kendini ABD baskı ve hegemonyasından kurtaramaması , diğer gelişmekte olan ülkelere seçenek bırakmamaktadır. Yine de ABD+AB+NATO emperyalizmine karşı Rusya bir denge unsuru olarak var olmalı ve desteklenmelidir. Akli selim bunu gerektirir. Çünkü Tek Kutuplu dünyada ABD+NATO vahşetinin sınır tanımazlığını dünyanın her köşesinde şahit olduk.
Yanıtla6s
Hapi Cevdet Yıldız
Ş Çetin Akgül Rusya bu son tutumuyla ABD’den görece özerk davranan AB ülkelerini (Almanya, Fransa, vd), İngiltere, Kanada, Avustralya ve Japonya’yı ABD eksenine itti. RF’nin bir denge unsuru olması başka şey. ABD aslında büyük ittifakı Çin’in karşısında oluşturmak istiyor. Çin, Tayvan’ı yutmak, Sincan ve Tibet’i Çinlileştirmek istiyor. 1,5 milyar gibi büyük bir nüfus. Bu nüfus yakın gelecekte dışa taşacak, en başta Rus Uzak Doğu’suna yayılmak isteyecektir. RF; Ukrayna, Belarus ve Kazakistan ile Çin’e karşı bağımsız bir baraj kurma gücüne ulaşabilir mi? ABD büyük tekellerin yönetiminde ama orada büyük ve etkili bir muhalefet, güçlü bir medya var. Buna benzer ve görünür bir muhalefet Rusya ve Çin’de yok. Bu bakımdan uzlaşma olanakları çok az. Gidiş iyi değil. Umalım işler daha iyiye yönelsin. “ABD+NATO vahşeti” diyorsunuz. Çin ve Rus vahşetlerini nereye koyacağız? Demirel’in içişleri bakanı Dr. Faruk Sükan’ın dediği gibi “iti ite kırdırarak” mı dünyayı kurtaracağız? Başka çıkar yolları aramak gerekmez mi?..
Yanıtla6sDüzenlendi
Ş Çetin Akgül
Hapi Cevdet Yıldız Söylediklerine katılıyorum da , sorulması gereken önemli bir soru var. Hangi Akılla ???
Yanıtla5s
Hapi Cevdet Yıldız
Ş Çetin Akgül Avrupa Birliği’nin Rusya ve Belarus’a yönelik yaptırımları, Avrupa hava sahasının Rus ve Belarus uçaklarına kaptılması, bilgi kirliliği yayan Rus medyasına yasaklama getirilmesi, mali sistemden dışlama, Ukrayna’ya her türlü silah, mühimmat ve malzeme yardımı, Ukraynalı mültecilerin kabulü, vb bu aklın ilk önemli işaretler. Ben bundan sonra Orta Doğulu despotların, Çin ve benzeri ülkelerin yüz ve destek bulacağını sanmıyorum. Despotların son silahı nükleer silah. Ama bu, despotların da sonunu getirir. Zor oyunu bozar deniyor. Avrupa ve dünyanın gözü önünde Ukrayna’da işlenen vahşet, en azından AB’yi akıllandırdı. Bu kadarını bile büyük bir başarı sayabiliriz.
***
Ş Çetin Akgül
Hapi Cevdet Yıldız AB nin akıllandığı konusunda senin haklı olmanı çok istiyorum.
***
Kuzey Kafkasyalılar’dan
Indrey Sezgin
Yönetici
Türkiye Yunanistan’a saldırsa ,buradaki Askerî personel olan Çerkesler Çeçenler vb savaşa gitmemek gibi bir şansları varmı ?. Ortadakilerinde böyle bir şansları yok..Çocuk psikolojisinden kurtulamadık.Sürekli suçu kendimizde bulmayalim. Vatandakilerin yerinde siz olsanız gitmeyip askeri mahkemede savaş suçuylamı yargılanmayı göze alacaktınız .!!! Sıvmığae dehaşxt Kıa..Kahrolsun savaşın sorumlusu Putin.
Yanıtla1g
Akın Doğan
Gönderi Sahibi
Indrey Sezgin sizi bilmem ama bizi o psikolojiye başkaları sokuyor dünyaya çeçen sevgisi olduğu kadar nefretide var ve fırsatını bulan bizi konuşuyor
Yanıtla1g
Hapi Cevdet Yıldız
Indrey Sezgin, Örnekler tutarlı olmalı. Türkiye ve Yunanistan NATO üyesi. ABD savaşmalarına izin verir mi? Bu iki ülke ABD’ye savaş açabilir mi? Örneği başka yerlerden vermek gerekir: Türkiye’nin Suriye ya da PKK ve PYD ile mücadelesine Çerkes kökenli polis ve askerler, bütün görevliler katılmak zorunda. Resmi bir zorunluluk var. Ama paranız olur da bedel öderseniz, askerlikten muaf olursunuz, harekat ve çatışma dışında kalırsınız. Sizin için bir risk oluşmaz. Ne diyor şair: “Vatan için neler yapmadık, kimimiz öldük, kimimiz nutuk attık…” Ukrayna harekatında yer alan Adıge-Çerkes, Rus ve diğer uluslardan askerler savaş suçu işlemedikleri sürece bireysel anlamda suçlanamazlar. Önemli olan istila veya faşist amaçlı harekatlara gönüllü olarak katılıp katılmama sorunu. Ukrayna üst yönetimini öldürme amaçlı para için savaşan Çeçen milisler ya da sabotajcı 400 paralı Wagner timi, vb. Böylesine örnekleri ayrık tutmak gerekir. Sizin de aynı görüşte olduğunuzu görüyorum. Saygılar.
Yanıtla21sDüzenlendi
Indrey Sezgin
Yönetici
Hapi Cevdet Yıldız Bey Yunanistan’ı örnek verdim.Stratejist yorumu yapmadım.Anavatanda askere alınmış veya subay statüsünde işi askerlik olan kişilerden bahsettim. Mecburlar gitmeye ! Uzman askerlerde paralı asker sonuçta.
Yanıtla19s
Indrey Sezgin
Yönetici
NATO üyesi ülkeler savaştırılmazise folkland savaşına neden izin verildi.? Saygıyla. Wuzınşeuw
Yanıtla19s
Hapi Cevdet Yıldız
Indrey Sezgin Bildiğimiz şeyleri tekrarlamayın. ABD NATO üyelerinin birbiri ile savaşmasına izin verir mi? Muğlak bir ifade, “Anavatan” diyorsunuz, Rusya mı, Rusya’ya bağlı ve Rus yasalarının geçerli olduğu yöreler mi? İdeoloji ile reel politikayı karıştırmamak gerekir. “NATO üyesi ülkeler savaştırılmaz ise folkland savaşına neden izin verildi.?” diyorsunuz. Sanırım durumu bilmiyor, bilmeden de konuşuyorsunuz. Bunun için verilen bilgileri tekrar tekrar kontrol etmek gerekir. Aksi takdirde cehaletle ittifak kurmuş, bilgi sahibi olanlar önünde mahcup düşmüş olmaz mıyız? Falkland Adaları Güney Yarım Kürede İngiltere’ye ait idi, işgalci ülke de NATO üyesi olmayan Arjantin idi. Güney Amerika’nın güney ucundaki Arjantin’deki faşist askeri cunta Falkland Adalarını işgal etmişti. İngiltere adaları geri aldı, faşist cunta devrildi. Generaller yanılmıyorsam ve ölmemişlerse ceza evinde idiler. Saygılar.
***
Hapi Cevdet Yıldız
Erkan Ereren Bey, Ukrayna’da Adıge bayrağı ile poz veren bu kişiler paramiliter bir müfreze ya da Adıge asıllı Rus askerlerinden bir grup olmalı. Amaçları kuşkusuz ülkelerinin bağımsızlığı için çarpışan Ukraynalı yurtseverlerle savaşmaktır. Bir de Putin’in eğitim politikası için, “etnik azinliklarin ana dilde egitimi haftada iki saate indirildi” diyorsunuz. Bu veriniz de anlaşılmayan (muğlak) bir ifade, açıklama gerektirir. Anadilde eğitim, 2018 yılında yürürlüğe giren federal eğitim yasasına değin daha yaygın olarak zaten vardı, haftada 1 ders saati (liseler), 2 ders saati (orta okullar) ve 3 ders saati (ilkokullar) biçimlerinde değişik sınıflarda seçimlik ders dili olarak okutuluyordu. Yeni düzenleme ile değişikliğe gidildi. 2018 yılı öncesinde yukarıda belirtilen ders saatleri, öğrenci ya da velisi tarafından “anadilinde ders almak istemiyorum” diye bir yazılı dilekçe verilmediği sürece, okul yönetimi tarafından – ayrıca sormaya gerek duyulmadan- okutuluyordu. 2018’de daha ulusal olan eski düzenleme ve 1 saatlik anadili dersi liselerden kaldırıldı. Şimdi öğrenci ya da velisi, “anadilinde ders almak istiyorum” diye yazılı bir dilekçe verirse ya da uzatılan form dilekçede bunu belirtirse ve anadili dersini almak için dilekçe veren  öğrenci sayısı da 10 kişiyi bulursa okul yönetimi bir anadili sınıfı (dersliği)  açabiliyor. Anadili eğitimi büyük bir risk altında. Ders saatleri ilkokulda 3, ortaokullarda 2 saat. Bunun bir de bir püf bir noktası var: Öğrenci her an anadili dersinden vazgeçebilir ve kayba uğramaz. Öğrenciyi anadilinden uzaklaştırıcı ve Rusçaya yöneltici bir düzenleme yapıldı. Ayrıca anadili dersinin sınıf geçme notu üzerinde bir etkisi ya da Rusça gibi bir ağırlığı da yok. Anadili nedeniyle sınıfta kalma yok. Demek ki, anadili eğitimi çok zayıflamış ya da fiilen göstermelik düzeye düşmüş oldu. Koşullar değişmediğinde, anadilini öğrenmek isteyecek öğrenci sayısı giderek daha da düşecek. Bunu da belirtmek istedim. Saygılar.
Dursun Kuzucu, K’eref Albuz ve 5 diğer kişi
1 Paylaşım
Beğen

 

Yorum Yap
Paylaş
Yorum Yap